Miley Cyrus - I Would Die For You

You are everything to me
Sen benim için her şeysin
And I, I would die for you
Ve ben, ben senin için ölürüm
There've been times where I'm up all night
Bütün gece uyanık olduğum zamanlar oldu
Crying in the dark, so I sleep with the light on
Karanlıkta ağlıyorum, öyleyse ben de ışık açık uyuyorum
I've heard I've got words like a knife
Bıçak gibi kelimelerim olduğunu duydum
That I don't know always choose just so wisely
Bilmediğim her zaman akıllıca seçtiğim
But I see trees and their colored leaves
Ama ağaçları görüyorum ve onların renkli yapraklarını
When I think about all that we could be
Olabileceğimiz her şeyi düşündüğümde
When you're gone time moves so slow
Gittiğinde zaman çok yavaş ilerliyor
Like the grass, I've watched us grow
Çimen gibi, büyümemizi izledim
I've heard you reap only what you'll sow
Duyduğuma göre sadece ekeceğin şeyleri biçiyorsun
How could I never let you know
Bilmene nasıl izin vereceğim
That you are everything to me
Benim için her şeyin sen olduğunu
You're sweeter than candy and better than any childhood dreams
Şekerden daha tatlısın ve herhangi bir çocukluk hayalinden daha iyisin
I am yours and you are mine Ben seninim ve sen benimsin
I have your heart, I don't even need a ring
Senin kalbine sahibim, bir yüzüğe bile ihtiyacım yok
I'd give up all I have in exchange for who I love more than anything
Sevdiğim insanlar karşılığında elimden gelen her şeyden vazgeçerdim
When you're gone time moves so slow
Gittiğinde zaman çok yavaş ilerliyor
Like the grass, I've watched us grow
Çimen gibi, büyümemizi izledim
I've heard you reap only what you'll sow
Duyduğuma göre sadece ekeceğin şeyleri biçiyorsun
How could I ever let you know
Bilmene nasıl izin vereceğim
'Cause You, you are everything to me
Çünkü sen, sen benim için her şeysin
And I, I would die for you
Ve ben, ben senin için ölürüm
Yeah, I would die for you
Evet, senin için ölürüm
When you're gone time moves so slow (I would die)
Gittiğinde zaman çok yavaş ilerliyor (Öleceğim)
Like the grass, I've watched us grow (I would die)
Çimen gibi, büyümemizi izledim (Öleceğim)
I've heard you reap only what you'll sow (I would die)
Duyduğuma göre sadece ekeceğin şeyleri biçiyorsun (Öleceğim)
How could I never let you know
Bilmene nasıl izin vereceğim
I would die for you
Senin için ölürüm