[Michael]
Most of my life, I sat on my hands, I don't make a sound
Hayatımın çoğunda, ellerimin üzerinde oturdum, hiç ses çıkarmadım.
Getting it right, I made all my plans, lost, never found
Doğruyu edinirken, yaptığım tüm planlar, kayboldu, asla bulunamadı.
Your eyes, your smile can light up the night, night
Gözlerin, gülüşün geceyi aydınlatıyor.
Embers and neon signs paint up our sky, sky
Közler ve neon işaretleri gökyüzümüzü boyuyor.
[Michael]
Airplanes cut through the clouds
Uçaklar bulutları bölüyor,
Like angels can fly, we'll never die
Meleklerin uçabilmesi gibi, asla ölmeyeceğiz.
Sirens cut through the night
Sirenler geceyi bölüyor,
Like screams set on fire, rising up high
Çığlıkların ateşe verilmesi gibi, yükseğe yükseliyor.
Like I've something to prove, nothing to lose
Kanıtlayacak bir şeyim varmış gibi, kaybedecek bir şey yok,
In this city, in this city woah
Bu şehirde, bu şehirde.
[Luke & Michael]
All of this time, I questioned myself, I never could wait
Tüm bu zaman, kendimi sorguladım, asla bekleyemedim.
Looking for signs, not asking for help, I know it's too late
İşaretleri aradım, yardım için sormadan, biliyorum artık çok geç.
A love lost and buried here, it comes to life, life
Burada kaybolan ve gömülen aşk, hayata dönüyor.
Make believe worlds make us all feel alive, alive
Dünyanın bizi tamamen canlı hissettireceğine inan.
[Michael]
Airplanes cut through the clouds
Uçaklar bulutları bölüyor,
Like angels can fly, we'll never die
Meleklerin uçabilmesi gibi, asla ölmeyeceğiz.
Sirens cut through the night
Sirenler geceyi bölüyor,
Like screams set on fire, rising up high
Çığlıkların ateşe verilmesi gibi, yükseğe yükseliyor.
Like I've something to prove, nothing to lose
Kanıtlayacak bir şeyim varmış gibi, kaybedecek bir şey yok,
In this city, in this city woah
Bu şehirde, bu şehirde.
[Michael]
I never wanna wait for this, harder that I was made for this
Bunun için asla beklemek istemiyorum, bunu yapmam bunu daha çok zorlaştırıyor.
I won't fade into dark
Karanlığın içinde solup gitmeyeceğim.
I'm not gonna say that I'm sorry, gonna see the end of this story
Hikayenin sonunu görmek için, üzgün olduğumu söylemeyeceğim.
I won't fade into darkness
Karanlığın içinde solup gitmeyeceğim.
[Michael]
Airplanes cut through the clouds
Uçaklar bulutları bölüyor,
Like angels can fly, we'll never die
Meleklerin uçabilmesi gibi, asla ölmeyeceğiz.
Sirens cut through the night
Sirenler geceyi bölüyor,
Like screams set on fire, rising up high
Çığlıkların ateşe verilmesi gibi, yükseğe yükseliyor.
Like I've something to prove, nothing to lose
Kanıtlayacak bir şeyim varmış gibi, kaybedecek bir şey yok,
In this city, in this city woah
Bu şehirde, bu şehirde.