Deep in the mountain of Harlan County.
Harlan dağı ilçesinin derinliğinde.
Employed by the Cumberland coal company.
Cumberland kömür şirketi tarafından çalıştırdı.
The pay is short, the days are long.
Ödeme, kısadır, günler, uzundur.
But our labor union laws are coming on strong.
Ama bizim sendika yasalarımız, kuvvetli geliyor.
So I drink this whiskey for my throat.
Bundan dolayı ben, benim boğazım için bu viskiyi içerim.
Wear my hard hat and weathered coat.
Benim miğferim ve havalı paltomu giy.
Early every morning I stand in line.
Ben erkenden her sabah, çizgide dururum.
Waiting to work these Kentucky coal mines.
Bunlara Kentucky kömür madenlerini çalışmayı beklemek.
We enter the shaft around five thirty.
Biz, beş otuzun etrafında sapa gireriz.
With two dozen hands, cold, callused and dirty.
İki düzine el, soğukla, nasırlı, ve kirletir.
We'll dig through a million tons of rock and clay.
Biz, kaya ve kilin bir milyon tonu boyunca kazacağız.
And we'll still be digging at the end of the day.
Ve biz hala, günün sonunda kazıyor olacağız.
Down on our knees we confess our sins.
Bizim dizlerimizde biz aşağı, bizim günahlarımızı itiraf ederiz.
And pray that the roof above don't cave in.
Ve çatının yukarda, yıkmadığı ona dua et.
So bless our hearts and save or souls.
Bundan dolayı bizim kalplerimizi kutsa, ve hariç, veya ruhlar.
And the air we breathe down in the devil's hole.
Ve bizim, şeytanın deliğinde aşağı nefes aldığımız hava.
Just last week when the the ceiling fell.
Geçen hafta tavanın, düştüğü zaman sadece.
The explosion trapped us in the depths of hell.
Patlama, cehennemin derinliklerinde bizi tuzağa düşürdü.
The weight of the earth took poor Tucker's life.
Dünyanın ağırlığı, yoksul tıkıcının yaşamını aldı.
Leaving behind a hungry baby and wife.
Aç bir bebek ve hanımı geride bırakmak.
We dug out with our shovels and picks.
Biz, bizim küreklerimiz ve seçimlerimizle arayıp bulduk.
But soon enough the black lung disease will make us sick.
Ama yakında yeteri kadar siyah akciğer hastalığı, bizi hasta yapacak.
So bless our hearts and save or souls.
Bundan dolayı bizim kalplerimizi kutsa, ve hariç, veya ruhlar.
And the air we breathe down in the devil's hole.
Ve bizim, şeytanın deliğinde aşağı nefes aldığımız hava.
I work deep in the mountains of eastern Kentucky.
Ben, doğu Kentucky'un dağlarının derinliğinde çalışırım.
I know if I leave Harlan alive I'll be more than lucky.
Ben, bilirim, eğer ben, Harlan'ı canlı bırakırsam, ben, şanslı daha çok olacağım.
Wish I could go to Texas and plant some cottonseed.
Benim, Teksas'a gidebildiğim ve bazı pamuk tohumunu ekebildiğimi dile.
But moving takes money and I've got three mouths to feed.
Ama hareket etmek, parayı alır, ve benim, beslemesi için üç ağzım var.
So I drink this whiskey for my throat.
Bundan dolayı ben, benim boğazım için bu viskiyi içerim.
Wear my hard hat and weathered coat.
Benim miğferim ve havalı paltomu giy.
Early every morning I stand in line.
Ben erkenden her sabah, çizgide dururum.
Waiting to work another Kentucky coal mine.
Başka bir taneye Kentucky kömürünü çalışmayı beklemek öyle mi.