J'avais l'âme aiguisée, pointue comme la lumière
Bıçak gibi bilenmiş, ışık gibi delip geçen ruhum vardı
Mes idées réfractées réfléchissaient la mer
Yolundan sapmış fikirlerim, tenimde yayılan
Libre comme l'eau enroulée, déroulée sur ma peau
Etrafı saran su gibi özgür olan denizi düşünüyordu
Noir, comme le fruit que tu appelles "nuit"
Karanlık,”gece” adını verdiğin meyve gibi
Who are you?
Kimsin sen ?
Why are you?
Sen neden?
When are you?
Sen ne zaman ?
Gonna come to me
Bana geleceksin
J'avais l'âme aiguisée, pointue comme la lumière
Bıçak gibi bilenmiş, ışık gibi delip geçen ruhum vardı
Mes idées réfractées réfléchies sur la mer
Denizi düşünen yolundan sapmış fikirlerim
Et sous moi, les courants aussi puissants que silencieux
Ve altımda sessizlik kadar güçlü akıntılar
Comme des autoroutes de vides où serpente l'invisible
Görünmeyen şeyin kıvrıla kıvrıla gittiği,boşluğun otoyolları gibi
Je glisse comme je m'élève, tout nu, tu m'as vu
Yükseldiğim gibi kayıyorum, çırılçıplak, beni gördün
Et je glisse comme je m'élève, tout nu, tu m'as eu
Yükseldiğim gibi kayıyorum, çırılçıplak, bana sahip oldun
Au panthéon du vide, un costard sur mesure
Boşluğun tapınağında özel dikilmiş bir kostüm
Pour épaules fracassées par nos journées d'usure
Yıpranma günlerimizle parçalanan omuzlar için
Who are you?
Sen kimsin ?
Why are you?
Sen neden ?
When are you?
Sen ne zaman
Gonna come to me
Bana geleceksin ?
Who are you?
Sen kimsin ?
Why are you?
Sen neden ?
When are you?
Sen ne zaman
Gonna come to me
Bana geleceksin ?
J'avais l'âme aiguisée, fendue par la lumière
Işıkla yarılmış, bıçak gibi bilenmiş ruhum vardı
Mes idées réfractées réfléchies sur la pierre
Taşı düşünen,yolundan sapmış fikirlerim
Regarder se tourner sans bruits les pages dorées
Altın yaldızlı sayfaların sessizce çevrildiğini izlemek
Dans le galop du vent, réapprendre à marcher
Dört nala giden rüzgarda,yürümeyi yeniden öğrenmek
Au panthéon du rêve, un costard sur mesure
Hayal tapınağında özel dikilmiş bir kostüm
Découpé dans la tôle des carcasses de voitures
Hurda arabalar mezarlığında parçalara ayrılmış
Sous le vacarme des étoiles, tout nu, tu m'as voulu
Yıdızların gürültü patırtısı altında, çırılçıplak, beni istedin
Comme la morsure du vent dans l'hiver revenu
Geri dönen kış mevsiminde rüzgarın keskinliği gibi
Who are you?
Kimsin sen ?
Why are you?
Sen neden ?
When are you?
Sen ne zaman ?
Gonna come to me
Bana geleceksin ?
Who are you?
Kimsin sen ?
Why are you?
Sen neden ?
When are you?
Sen ne zaman ?
Gonna come to me
Bana geleceksin ?
J'avais l'âme aiguisée, pointue comme la lumière
Bıçak gibi bilenmiş, ışık gibi delip geçen ruhum vardı
Mes idées délivrées réfléchies sur la mer
Serbest kalmış,denizi düşünen fikirlerim
Libre comme l'eau enroulée, sur ma peau déroulée
Tenimin üzerinde, etrafı saran su gibi özgür
Noir, comme le fruit que tu appelles "nuit"
Karanlık,”gece” adını verdiğin meyve gibi
Et sous moi, les courants aussi puissants que silencieux
Ve altımda sessizlik kadar güçlü akıntılar
Des autoroutes de vides où serpente l'invisible
Görünmeyen şeyin kıvrıla kıvrıla gittiği,boşluğun otoyolları gibi
Et j'y glisse comme je m'élève, tout nu, tu m'as vu
Ve ben orada yükseldiğim gibi kayıyorum, çırılçıplak, beni gördün
Au panthéon du rêve, un costard sur mesure
Hayal tapınağında özel dikilmiş bir kostüm
Çeviren : Ahmet KADI