I see the happy the family tree.
Ben, aile ağacının olduğu mutlu görürüm.
It sways so easily.
O, kolayca öyle sallar.
We're smiling all the time.
Biz, daima gülümsüyoruz.
This world just isn't mine.
Bu dünya sadece, benimki değildir.
We watch it burn.
Biz, onu yanığa izleriz.
And we never learn.
Ve biz asla, öğrenmeyiz.
This can't be what you're waiting for.
Bu, senin, neyi bekliyor olduğun olamaz.
Staring into the sun.
Güneşe dik dik bakmak.
We eat our young.
Biz, bizim gencimizi yeriz.
This can't be what you're waiting for.
Bu, senin, neyi bekliyor olduğun olamaz.
Just take it easy on yourself.
Sadece onu kendinde kolay al.
Forget all the stupid things we say.
Bizim, dediğimiz bütün aptal şeyleri unut.
I know you beat up on yourself.
Ben, senin, kendinde patakladığını bilirim.
I know it's in your blood.
Ben, senin kanında olduğunu bilirim.
You say what no one understands.
Sen, hiç kimsenin, neyi anlamadığını dersin.
The seeds are in your hands.
Tohumlar, senin ellerindedir.
The branches break your bones.
Dallar, senin kemiklerini kırar.
I can't just leave you alone.
Ben sadece, seni yalnız bırakamam.
And watch you squirm.
Ve senin, kıvrandığın saat.
And I can't bring myself to look.
Ve ben, bakması için kendime getiremem.
I rip the pages from the book.
Ben, kitaptan sayfaları yırtarım.
And watch it burn.
Ve onun olduğu saat, yanıktır.