As I walk across your battlefield,
all I see are broken hearts.
savaş alanının karşısında yürürken
sadece kırık kalpleri görüyorum
You lift your sword,
it acts just like your tongue.
kılıcını taşıyorsun,
kılıcın bir dil gibi görünüyor
Speaking its words
into my demise.
benim ölümüme neden olacak sözler konuşuyor dilin
it speaks out
as i bleed out.
ben kanarken dilin konuşmaya devam ediyor
And its said that all is fair but
ve tüm bunların adil olduğunu söyledi ama
Love is war, love is war.
aşk bir savaştır,aşk bir savaştır
So will you fight, fight for me or die?
öyleyse,savaşacak mısın,savaşacak mısın benim için yoksa ölecek misin?
will you die? Die, well you died.
ölecek misin?öl,şey sen öldün
And you smile in my face
as you stab me in the back.
beni arkamdan vururken yüzüme gülüyorsun
And your kiss goodbye
won't be mine this time.
ve hoşça kal öpücüğün benim değil bu defa
I'd rather die than take second place in
this race of romance.
bu aşk cephesinde ikinci sırada olamaktansa
ölmeyi tercih ederim
And its said that all is fair but
ve tüm bunların adil olduğunu söyledi ama
Love is war, love is war.
aşk bir savaştır,aşk bir savaştır
So will you fight, fight for me or die?
öyleyse,savaşacak mısın,savaşacak mısın benim için yoksa ölecek misin?
will you die? Die, well you died.
ölecek misin?öl,şey sen öldün
Your goodbye, your goodbye kiss, wasnt mine.
(your goodbye, your goodbye kiss, your goodbye, your goodbye kiss)
hoşça kal öpücüğün,hoşça kal öpücüğün,benim değildi
(hoşça kal öpücüğün,hoşça kal öpücüğün,hoşça kalın,hoşça kal öpücüğün)