Here I sit at the fire
Liquors bitter flames warm my languid soul
Here I drink aloneremember
A graven life, the stain of her memory
In this cup, loves poison
For love is the poison of life
Tip the cup, feed the fire,
And forget about useless hope. . .
Lost in the desolation of love
The passions we reapsow
Lost in the desolation of life
This path that we walk. . .
Heres to love, the sickness
The great martyr of the soul
Heres to life, the vice
The great herald of misery
In this cup, spiritus frumenti
For this is the nectar of the spirit
Quench the thirst, drown the sorrow
And forget about cold yesterdays. . .
Lost in the desolation of love
The passions we reapsow
Lost in the desolation of life
This path that we walk. . .
Lost in the desolation of love
The sorrows we reapsow
Lost in the desolation of life
The path that we walk. . .
----------------------------
Burası ateşe oturduğum
Likörlerin acı alevi, ısıtıyor halsiz ruhumu
İşte burası, yalnız içtiğim ve hatırladığım
Vahim bir hayat, lekesi onun hatırının
Bu kabın içinde, aşkın zehiri
Zira aşk hayatın zehiri
Dik kabı, besle ateşi,
Ve unut işe yaramaz (kahrolasıca) umitlerini'
Aşkın yalnızlığında kaybol
Tutkuyu biz biçiyoruz ve dikiyoruz
Hayatın yalnızlığında kaybol
Bu hep tuttuğumuz yol'
İşte aşk, hastalık
Ruhun büyük işkencesi
İşte hayat, ahlaksızlık
Izdırabın büyük habercisi
Bu kabın içinde, ruhsal sütlaç
Ki bu ruhun nektarı
Doyur arzunu, bastır kederini
Ve unut o soğuk dünleri'
Aşkın yalnızlığında kaybol
Tutkuyu biz biçiyoruz ve dikiyoruz
Hayatın yalnızlığında kaybol
Bu hep tuttuğumuz yol'
Aşkın yalnızlığında kaybol
Tutkuyu biz biçiyoruz ve dikiyoruz
Hayatın yalnızlığında kaybol
Bu hep tuttuğumuz yol'