Un poète ne vit pas très longtemps.
Bir şair çok uzun süre yaşamaz
Il se croque la vie à pleines dents,
Hayatı dolu dolu yaşar
Brûle toutes cartouches en même temps,
Bütün kozlarını birden harcar bitirir
Se moquant des faux-culs, des faux-semblants.
İkiyüzlü insanlar ve sahtekarlarla alay ederek
Un poète ne vit pas très longtemps.
Bir şair çok uzun süre yaşamaz
Un poète ne vit pas très longtemps.
Bir şair çok uzun süre yaşamaz
Si vous l'avez cru voir vieillissant,
Eğer bir şairin yaşlandığını gördüğünüzü zannettiyseniz
Son fantôme, son spectre, assurément,
Bu kesinlikle onun hayaleti, ruhu
Ou sa dernière blague d'étudiant.
Veya son öğrenci şakasıdır
Un poète ne vit pas très longtemps.
Bir şair çok uzun süre yaşamaz
Ah ah ah ah ...
Un poète se meurt de temps en temps.
Zaman zaman bir şair ölür
Ce n'est pas la cohue à l'enterrement,
Toparağa verilirken kalabalık olmaz
Juste quelques amis, quelques parents,
Sadece birkaç arkadaş, birkaç akraba
On n'a pas alerté les présidents.
Yöneticilere haber vermedik
Un poète se meurt de temps en temps.
Zaman zaman bir şair ölür
Un poète se meurt de temps en temps.
Zaman zaman bir şair ölür
On ne retrouve pas de testament,
Vasiyeti olmaz
Encore moins d'héritiers, de prétendants,
Daha az mirasçı, hak sahibi
Seule est là, la compagne des jours sans.
Tek başına orada, günlerin arkadaşı
Un poète se meurt de temps en temps.
Zaman zaman bir şair ölür
Un poète, c'est sûr, c'est emmerdant.
Bir şair kesinlikle can sıkıcıdır
Et ça n'est jamais très, très bien-pensant,
Ve asla çok iyi düşünen biri değildir
À la moindre injustice ça va gueulant,
En küçük bir haksızlıkta sesini yükselten kişidir
Contre les cons, le vice et les puissants.
Ahmaklara, kötülüğe ve güçlülere karşı
Un poète, c'est sûr, c'est emmerdant.
Bir şair kesinlikle can sıkıcıdır
Un poète, c'est sûr, c'est emmerdant.
Bir şair kesinlikle can sıkıcıdır
Ça ne craint ni l'exil, ni les tourments,
Ne sürgünden korkar ne de işkencelerden
Ça écrit quand est grand le dénuement
Mahrumiyet,yoksulluk çok olduğu zaman
Avec la dernière goutte de son sang.
Kanının son damlasıyla yazar
Un poète, c'est sûr, c'est emmerdant.
Bir şair kesinlikle can sıkıcıdır
Ah ah ah ah ...
Un poète, ça vit très, très longtemps.
Bir şair çok, çok uzun süre yaşar
Si j'ai dit le contraire apparemment,
Eğer görünüşte tersini söylediysem
C'est que les mots, les mots, c'est bien changeant
Kelimeler, sözler çok değişken olduğu içindir
S'ils sont dits au passé ou au présent.
Bu sözler geçmişte veya şimdi söylendiyse eğer
Un poète, ça vit très, très longtemps.
Bir şair çok, çok uzun süre yaşar
Un poète, ça vit très, très longtemps.
Bir şair çok, çok uzun süre yaşar
On ne compte le nombre de ses enfants,
Çocuklarının sayısını bilemeyiz
Il en naît chaque hiver, chaque printemps,
Her kış, her ilkbahar peygamberin şanını
Qui la gloire du prophète vont chantant.
Söyleyecek olan çocukları doğar
Un poète, ça vit ... très, très longtemps ...
Bir şair çok... çok uzun süre yaşar
Çeviren : Ahmet KADI