- Скажи-ка, дядя, ведь не даром
Москва, спаленная пожаром,
Французу отдана?
Ведь были ж схватки боевые,
Да, говорят, еще какие!
Недаром помнит вся Россия
Про день Бородина!
-Мы долго молча отступали,
Досадно было, боя ждали,
Ворчали старики:
"Что ж мы? на зимние квартиры?
Не смеют, что ли, командиры
Чужие изорвать мундиры
О русские штыки?"
И вот нашли большое поле:
Есть разгуляться где на воле!
Построили редут.
У наших ушки на макушке!
Чуть утро осветило пушки
И леса синие верхушки -
Французы тут как тут.
Забил заряд я в пушку туго
И думал: угощу я друга!
Постой-ка, брат мусью!
Что тут хитрить, пожалуй к бою;
Уж мы пойдем ломить стеною,
Уж постоим мы головою
За родину свою!
И молвил он, сверкнув очами:
"Ребята! не Москва ль за нами?
Умремте же под Москвой,
Как наши братья умирали!"
И умереть мы обещали,
И клятву верности сдержали
Мы в Бородинский бой.
Söylesene, amca, boşa değil herhalde
Yangınlar içindeki Moskova'nın,
Fransıza bırakılması.
Bir çok çatışma da olmuş
Hem de ne çatışmalar!
Bir nedeni var tabi Tüm Rusya'nın
Borodino gününü hatırlamasının.
-Uzun süre suskun geri çekildik,
Üzücüydü, dövüşmek istemiştik,
Yaşlılar homurdanmaya başladı:
"Ne yapıyoruz? Kışı geçirmeye eve mi gidiyoruz?
Cesaret edemiyor mu yoksa komutanlarımız
Düşman üniformalarını
Rus süngüleriyle lime lime etmeye?"
İşte bulduk geniş bir alan:
Canımızın istediği gibi gezip tozabilceğimiz!
Tabyalar inşa ettik.
Pür dikkat dinlemeye başladık!
Sabah ışığı, topları az biraz aydınlattı
Mavi başlıklılar, orman gibi kalabalık -
Fransızlar işte burdalar.
Topa cephane sürdüm ve sıkıştırdım
Dedim: şu dostla bölüşeyim!
Beklesene, mösyö kardeş!
Kurnazlığa ne gerek var, hadisene savaşa;
Duvarları da yıkarız,
Baş da koyarız,
Öz vatanımız için!
Gözlerindeki ışıltı ile dedi:
"Çocuklar! Arkamızda duran Moskova değil de ne?
O zaman Moskova'nın ayakları dibinde ölelim,
Kardeşlerimiz nasıl öldüyse!"
Ve söz verdik ölmeye,
Yeminlerimize sadık kaldık
Biz, Borodino Savaşı'nda.