We said more.
Daha fazlasını dedik
Eyes met - but we did not just look
Gözler buluştu ama sadece bakmıyorduk
We explored.
Biz keşfettik
I'm falling (you got me falling baby)
Düşüyorum (düşerken yakaladın bebğim)
So Slowly (don't want this ever, I do )
Çok yavaşça (bunu hiç istememiştim , yaptım)
I'm flowing (I'm over-flowing )
Akıyorum (taşıyorum)
Are you?
Sen misin?
(who are you?)
Sen kimsin ?
And everything (my heart is singing to me)
Ve herşey (kalbim bana şarkı söylüyor)
Is shining (everythings tingling in me)
Herşey parlıyor (herşey içimde karıncalanıyor)
And sparkling (my world is spinning)
Ve alev alıyor (dünyam dönüyor)
And New....
Ve yeni
Never knew a kiss could feel like this
Asla bilmezdim bir öpücüğün böyle hissettireceğini
This is my first in love
Bu benim ilk aşkım
On my lips and through my fingertips
Dudaklarım ve parmak uçlarımın üzerinde
All through my heart
Tüm kalbime rağmen
Never been so touched by tenderness
Hassasiyetle hiç dokunulmamıştım
This is my first in love
Bu benim ilk aşkım
I've been down that Street
O caddenin aşağısındaydım
Where kisses are swayed
Öpücüklerimizin sallandığı yer
But this is my first in love
Ama bu benim ilk aşkım