Here we are at the end of the road
(İşte yolun sonundayız)
A road that's quietly caving in
(Sessizce çöken bir yolun)
Come too far to pretend that we don't
(Çok uzaklara geldik,nerden geldiğimizi..)
We don't miss where we started
(Nerden geldiğimizi özlemiyormuş gibi davranmak için)
Looking back, I see a setting sun
(Arkama bakıyorum,batan bir güneş görüyorum)
And watch my shadow fade into the floor
(Ve gölgemin yerden silinip gittiğini)
I am left standing on the edge
(Uçurumda terk edildim)
Wondering how we got this far
(Merak ediyorum nasıl bu hale geldik)
How we got this far
(Nasıl)
They left us alone, the kids in the dark
(Bizi terk ettiler, karanlıktaki çocuklarız)
To burn out forever or light up a spark
(kavrulup gidelim yada bir kıvılcım gibi yanalım diye)
We come together, state of the art
(Birleşiyoruz, devletin sanatı)
We'll never surrender the kids in the dark
(Asla teslim olmayacağız, karanlıktaki çocuklarız)
So let the world sing
(Öyleyse bırak herkes söylesin)
What a shame, what a shame
("Ne yazık,ne yazık" diye)
Beautiful scars on critical veins
(Bileklerdeki jilet izleri)
Come together, state of the art
(birleşiyoruz, daha önce görülmemiş şekilde)
We'll never surrender the kids in the dark
(Asla teslim olmayacağız, karanlıktaki çocuklarız)
The kids in the dark
(Karanlıktaki çocuklar)
(The kids in the dark, the kids in the dark)
(Karanlıktaki çocuklar)
Here we are at the top of a hill
(İşte dağın en tepesindeyiz)
A hill that's quietly crumbling
(Sessizce ufalanan bir tepede)
It's been a while since you've dressed for the kill
(Çok zaman geçti şık giyinmeyeli,
The kill that sent me tumbling
(Beni tepe taklak eden şıklık)
Looking up, I see a falling star
(Gökyüzüne bakıyorum, düşen bir yıldız görüyorum)
And watch its fire burn into the floor
(Ve onun yer yüzünü yaktığını görüyorum)
And I am left standing on the edge
(Uçurumda terk edildim)
Wondering why we fall so hard
(Nasıl böyle düştük diye merak ediyorum)
Why we fall so hard
(Nasıl)
They left us alone, the kids in the dark
(Bizi terk ettiler, karanlıktaki çocuklar)
To burn out forever or light up a spark
(kavrulup gidelim yada bir kıvılcım gibi yanalım diye)
We come together, state of the art
(Birleşiyoruz, devletin sanatı)
We'll never surrender the kids in the dark
(Asla teslim olmayacağız, karanlıktaki çocuklar)
So let the world sing
(Öyleyse bırak herkes söylesin)
What a shame, what a shame
("Ne yazık,ne yazık" diye)
Beautiful scars on critical veins
(Bileklerdeki jilet izleri)
Come together, state of the art
(birleşiyoruz, daha önce görülmemiş şekilde)
We'll never surrender the kids in the dark
(Asla teslim olmayacağız, karanlıktaki çocuklarız)
The kids in the dark
(Karanlıktaki çocuklar)
Wooohh
Wooahh (The kids in the dark, the kids in the dark)
Wooahh
Wooahh
They left us alone, the kids in the dark
(Bizi terk ettiler, karanlıktaki çocuklar)
To burn out forever or light up a spark
(kavrulup gidelim yada bir kıvılcım gibi yanalım diye)
We come together, state of the art
(Birleşiyoruz, devletin sanatı)
We'll never surrender the kids in the dark
(Asla teslim olmayacağız, karanlıktaki çocuklar)
So let the world sing
(Öyleyse bırak herkes söylesin)
What a shame, what a shame
("Ne yazık,ne yazık" diye)
Beautiful scars on critical veins
(Bileklerdeki jilet izleri)
Come together, state of the art
(birleşiyoruz, daha önce görülmemiş şekilde)
We'll never surrender the kids in the dark
(Asla teslim olmayacağız, karanlıktaki çocuklarız)
The kids in the dark
(Karanlıktaki çocuklar)
(The kids in the dark, the kids in the dark)
(Karanlıktaki çocuklar)
We'll never surrender the kids in the dark
(Asla teslim olmayacağız, karanlıktaki çocuklarız)
The kids in the dark
(Karanlıktaki çocuklar)
"hknaltunok" tarafından çevrilmiştir.
Altyazılı versiyonu yakında "H&F Productions" ile Youtube'da!