He woke up from dreaming and put on his shoes
Rüyadan uyandı ve ayakkabılarını giydi
Starting making his way past 2 in the morning
Geçen iki sabahta kendi yolunu yapmaya başladı
He hasn't been sober for days
Günlerdir ayık değil
Leaning now into the breeze
Esintinin içinde değildi
Remembering Sunday, he falls to his knees
Pazar gününü hatırla, o dizlerinin üstüne çöktü
They had breakfast together
Beraber kahvaltı yaptılar
But two eggs don't last
Ama iki tane yumurta gecikmedi
Like the feeling of what he needs
Neye ihtiyacı olduğunu hissetmesi gibi
Now this place is familiar to him
Şimdi bu yer onun için tanıdık
She pulled on his hand with a devilish grin
O şeytanca bir sırıtışla ellerini üstünden çekti
She led him upstairs (x2)
Onu yukarıya götürdü (x2)
Left him dying to get in
Onu ölmek üzere bıraktı
Forgive me, I'm trying to find
Affet beni, bulmaya çalışıyorum
My calling, I'm calling at night
Çağrım, gecenin içinde çağırıyorum
I don't mean to be a bother,
Bir sıkıntı olduğunu kastetmedim
But have you seen this girl?
Ama bu kızı gördün mü?
She's been running through my dreams
Rüyalarım boyunca koşuyordu
And it's driving me crazy, it seems
Ve beni çıldırtıyor, öyle görünüyor
I'm going to ask her to marry me
Ona benimle evlenir misin diye soruyorum
Even though she doesn't believe in love,
Hatta her ne kadar ona aşık olduğuma inanmasa da
He's determined to call her bluff
Azimliydi blöf yaparken onu aramaya
Who could deny these butterflies?
Kim bu kelebekleri inkâr edebilir?
They're filling his gut
Onun midesini dolduruyorlar
Waking the neighbors, unfamiliar faces
Komşular uyanık, yabancı yüzler
He pleads though he tries
Her ne kadar denemişse de yalvarıyor
But he's only denied
Ama yalnızca inkar ediyor
Now he's dying to get inside
Şimdi kendi içinde ölüyor
Forgive me, I'm trying to find
Affet beni, bulmaya çalışıyorum
My calling, I'm calling at night
Çağrım, gecenin içinde çağırıyorum
I don't mean to be a bother,
Bir sıkıntı olduğunu kastetmedim
But have you seen this girl?
Ama bu kızı gördün mü?
She's been running through my dreams
Rüyalarım boyunca koşuyordu
And it's driving me crazy, it seems
Ve beni çıldırtıyor, öyle görünüyor
I'm going to ask her to marry me
Ona benimle evlenir misin diye soruyorum
The neighbors said she moved away
Komşular onun uzağa taşınmasını söylüyorlar
Funny how it rained all day
Tüm gün nasıl eğlenceli yağabilir yağmur
I didn't think much of it then
Ondan sonra çok olduğunu düşünmemiştim
But it's starting to all make sense
Ama tüm cümleler yazılmaya başlıyor
Oh, I can see now that all of these clouds
Oh, şimdi bu bulutların hepsini görebiliyorum
Are following me in my desperate endeavor
Beni umutsuz çabaların içinde takıp eden
To find my whoever, whoever she may be
Beni her kim bulursa, her nerde olursa
[Juliet Simms:]
I'm not coming back, I've done something so terrible
Geri gelmiyorum, ben çok korkunç şeyler yaptım
I'm terrified to speak, but you'd expect that from me
Konuşurken dehşete düşüyorum ama benden bunu bekliyorsun
I'm mixed up, I'll be blunt; now the rain is just
Kafam karıştı, duygusuz olacağım, şimdi sadece yağmur var
Washing you out of my hair and out of my mind
Seni aklımın ve saçlarımın dışında yıkayan
Keeping an eye on the world,
Dünyada bir göze tutunuyor
So many thousands of feet off the ground, I'm over you now
Yeryüzüne binlerce kez ayak bastım, şimdi senin üstündeyim
I'm at home in the clouds, towering over your head
Bulutların içinde evdeyim, başının üstünde kaleyim
[Alex Gaskarth:]
I guess I'll go home now
Sanırım şimdi eve geleceğim
I guess I'll go home now
Sanırım şimdi eve geleceğim
I guess I'll go home now
Sanırım şimdi eve geleceğim
I guess I'll go home
Sanırım eve geleceğim