We are standing on the threshold
Eşiğin önünde duruyoruz
Of a decent conversation
Uygun bir konuşmada
When I can hear the door slam
Kapının çarpışını duyabildiğimde
I know the face you're making
Yapıyor olduğun suratı biliyorum
And I really want to talk to you
Ve ben gerçekten seninle konuşmak istiyorum
I really, really wanted to
Gerçekten, gerçekten istedim
But once you get your mind made up
Ama öncelikle kafanı düzelt
There is no getting through to you
Ama sana ulaşmanın yolu yok
For a while it was touching
Bir anlığına bu dokunaklıydı
For a while it was challenging
Bir anlığına bu zordu
Before it became typical
Tipik olmadan önce
And now it really isn't interesting
Ve şimdi bu ilgi çekici değil
To see a grown man cry
Yetişkin bir adamın ağladığını görmek
To see a grown man cry
Yetişkin bir adamın ağlamasını görmek
I'm lying on the sofa and the radio is blaring
Kanepede uzanıyorum ve radyo cızırdıyor
And I'm scanning through the stations as the boys declare their feelings
Ve ben kanalları tarıyorum bir erkeğin duygularını itiraf etmesi gibi
But it doesn't feel like feelings
Ama bu hislerim gibi hissettirmiyor
It feels like they're pretending
Bu sanki onlar rol yapıyorlarmış gibi hissettiriyor
It's like they just want blowjobs
Bu sanki onlar sadece oral seks istiyor gibiler
And they know these songs will get them
Ve onlar biliyorlar ki bu şarkı onları getirecek
And I really want to talk to you
Ve ben gerçekten senle konuşmak istiyorum
I really, really wanted to
Ben gerçekten gerçekten istedim
But i have learned my lesson now
Ama ben dersimi şimdi aldım
And you're not the one I'm turning to
Ve sen döneceğim kişi değilsin
And for a while it was touching
Ve bu bir anlığına dokunaklıydı
For a while it was challenging
Bir anlığına zordu
Before it got habitual
Bu alışılmış olmadan önce
And now it really isn't interesting
Ve şimdi bu ilgi çekici değil
To see a grown man cry
Yetişkin bir adamın ağlamasını görmek
To see a grown man cry
Yetişkin bir adamın ağlamasını görmek
I was the first to warn you
Seni ilk uyaran bendim
I lay myself before you
Kendimi senin önüne koydum
I was the first to warn you
Seni ilk uyaran bendim
I put myself before you
Senin önüne kendimi koydum
We are standing on the corner
Köşede dikiliyoruz
And you're throwing down the gauntlet
Ve sen zırh eldivenini aşağı fırlatıyorsun
It is not a life decision
Bu hayatının kararı değil
We just need to pick a restaurant
Biz sadece bir restoran seçmeliyiz
After all this, I should know you
Tüm bunlardan sonra seni tanımalıydım
Well enough not to get into it
İçine alınmak için yeterli değil
I should learn, but I'm an idiot
Ben bilmeliydim ama ben bir salağım
You only want an argument
Sen sadece tartışma istiyorsun
And for a while it was touching
Ve bu bir anlığına dokunaklıydı
It was almost even comforting
Bu neredeyse rahatlatıcıydı
Before it became typical
Bu tipik hale gelmeden önce
And now it really is not interesting
Ve şimdi bu ilgi çekici değil
To see a grown man cry
Yetişkin bir adamın ağladığını görmek
To see a grown man cry
Yetişkin bir adamın ağladığını görmek
To see a grown man throw a temper fit
Yetişkin bir adamın öfkesini attığını görmek
To see a grown man cross his arms
Yetişkin bir adamın kollarını çaprazlamasını görmek
And sit as if the whole wide world would end
Ve eğer bu tüm geniş dünyanın sonuna kadar otursan
If he was not a part of it
Eğer o bunun bir parçası değilse
But at the same time with no confidence
Ama aynı zamanda hiç özgüvensiz
Never realizing the consequence he's having
Asla onun sahip olduğu sonucu farkedemeyeceğim
On the ones he loves
Onun sevdikleri
Because he thinks he makes no difference
Çünkü o hiçbir fark yaratmadığını düşünüyor
We are standing on the threshold
Eşiğin önünde dikiliyoruz
Of a decent conversation
Uygun bir konuşmada
When I can hear the door slam
Kapının çarpışını duyabildiğimde
I know the face you're making
Yapıyor olduğun suratı biliyor olacağım
And I really want to talk to you
Ve ben gerçekten seninle konuşmak istiyorum
I really, really wanted to
Ben gerçekten gerçekten istedim
But this time, I am giving up
Ama bu sefer, ben pes ediyorum
I am simply giving up on you
Basitçe senden vazgeçiyorum