De Carne Y Hueso
Bajo el aliento de cipreses centenarios
Entre el claro oscuro de sus ramas acarician los castaños
Sobre el altar de hojas secas y helechos
El sol resbalaba por mi pecho y brillaba en tu pelo
He venido al mundo
Desnuda bajo el cielo
Es todo lo que tengo
Ya no somos ángeles
Ya no tengo miedo
Soy de carne y hueso
Como dos potros salvajes
Sin pertenecer a nadie
Mientras miran las lechuzas y las viboras cambian de muda
Mientras flota en el aire polen de amapola
Y se cruza en su viaje con hilos de seda
De arañas que ondean como banderas desechas
coro
Nananarana...
Nananarana...
Todo está vivo
Tú y yo somos una parte tan pequeña
La tierra gira
Cuando nos vayamos seguirá girando
Vinimos al mundo
Desnudos bajo el cielo
Y asi nos marcharemos
Como el paraiso
Del principio de los tiempos
Sólo somos eso
Solo carne y hueso
Todos los misterios
Nos han sido desvelados
Todos los pecados
Nos han sido perdonados
-------------------
Etten Ve Kemikten
Yüzyıllık selvi ağaçlarının esintisinin altında
kapkaranlığın ortasında dalları kestaneleri okşuyor
kuru yapraklar ve eğrelti otlarının sunağının üstünde
güneş göğsüme akıyordu ve saçlarında parlıyordu
dünyaya geldim
gökyüzünün altında çıplak
sahip olduğum herşey bu
artık melek değiliz
artık korkmuyorum
ben etten ve kemiktenim
vahşi iki tay gibi
hiç kimseye ait olmadan
baykuşlar baktığı esnada ve yılanlar deri değiştirirken
gelinciğin poleni havada süzülürken
yolculuğunda ipek ipliğiyle karşılaşır
işe yaramayan bir bayrak gibi dalgalanan örümceğin
coro
Nananarana...
Nananarana..
herşey canlı,
sen ve ben çok küçük bir parçayız
dünya dönüyor,
biz gittiğimizde de dönmeye devam edecek
biz dünyaya geldik
gökyüzünün altında çıplağız
ve böyle de geri döneceğiz
cennet gibi
tüm zamanların başlangıcından
sadece buyuz
sadece et ve kemik
tüm gizemler
bizi uykusuz bıraktı
tüm günahlarımız,
affedildiler