Soi-disant le monde est stone; soi-distant il a la fièvre
Görünüşe göre dünya kafayı bulmuş, görünüşe göre ateşi var
Soi-disant y'a plus d'icônes, y'a juste des gens célèbres
Görünüşe göre artık ikon kalmamış sadece ünlü insanlar var
Soi-disant y'a plus de niveau, y'a que des mauvais élèves
Görünüşe göre seviye kalmamış sadece kötü öğrenciler var
Soi-disant y'a trop d'infos, on nous impose nos rêves
Görünüşe göre çok fazla haber var,hayallerimizi bize empoze ediyorlar
Imagine si l'mec du 20h arrêtait d'suivre le prompteur
Bir düşün,saat 20 haberlerini sunan adam prompteri izlemeyi bıraksaydı
Si on arrêtait d'écouter la voix qui nous berce du chant de la rumeur
Şarkıyla, söylentiyle bizi avutan sesi dinlemeyi bıraksaydık
Nanananana...
La seule évidence c'est que ça faut s'en balancer
Tek bariz gerçek şu ki bunu umursamamak gerekiyor
Comme à la fin, on n'sait même plus qui a commencé
Sonunda olduğu gibi kimin başladığını bile bilmiyoruz
Si le mensonge avance, on ira dans l'autre sens et
Eğer yalan ilerlerse diğer yöne gideceğiz ve
Tous ces mots balancés, on a qu'à les faire danser
Zihinde tartılan bu sözleri sadece dans ettirmek zorundayız
Soi-disant j'ai pas d'avis; soi-distant je suis tout lisse
Görünüşe göre fikrim yok, görünüşe göre tamamen pürüzsüzüm
Soi-disant j'suis pas gentil quand j'suis derrière les coulisses
Görünüşe göre sahne arkasında olduğum zaman kibar değilim
Soi-disant dans 50 ans y'aura des voitures qui volent
Görünüşe göre 50 yıl sonra uçan arabalar olacak
Mais elles voleront pas longtemps car y'aura plus de pétrole
Ama uzun süre uçmayacaklar çünkü petrol kalmayacak
Il paraît qu'les ordinateurs remplaceront bientôt les chanteurs
Öyle görünüyor ki yakında bilgisayarlar şarkıcıların yerini alacak
J'ai entendu dire que Kylie Jenner et ses sœurs achetaient tous leurs followers
Kylie Jenner ve kız kardeşlerinin,takipçilerinin bütün çiçeklerini aldıklarını duydum
Nanananana...
La seule évidence c'est que ça faut s'en balancer
Tek bariz gerçek şu ki bunu umursamamak gerekiyor
Comme à la fin, on n'sait même plus qui a commencé
Sonunda olduğu gibi kimin başladığını bile bilmiyoruz
Si le mensonge avance, on ira dans l'autre sens et
Eğer yalan ilerlerse diğer yöne gideceğiz ve
Tous ces mots balancés, on a qu'à les faire danser
Zihinde tartılan bu sözleri sadece dans ettirmek zorundayız
Elle est passée par ici, elle est passée par là (par là, par là)
Kız buradan geçti, kız oradan geçti (oradan, oradan)
Elle est passée partout, elle est passée par moi (moi)
Kız her yerden geçti, benden geçti (benden)
Elle peut nous réunir, elle peut nous séparer (parer)
Kız bizi birleştirebilir, bizi ayırabilir (ayırabilir)
C'est à nous de choisir à ce qu'il paraît
Görünüşe göre seçmek bize kalmış
La seule évidence c'est que ça faut s'en balancer
Tek bariz gerçek şu ki bunu umursamamak gerekiyor
Comme à la fin, on n'sait même plus qui a commencé
Sonunda olduğu gibi kimin başladığını bile bilmiyoruz
Si le mensonge avance, on ira dans l'autre sens et
Eğer yalan ilerlerse diğer yöne gideceğiz ve
Tous ces mots balancés, on a qu'à les faire danser
Zihinde tartılan bu sözleri sadece dans ettirmek zorundayız
Çeviren : Ahmet KADI