Bravado, impossible
Kabadıyılık, imkansız
Too big to climb, too wild to tame
Tırmanmak için çok büyük , evcilleşmek için çok vahşi
If only there was something else, to show me yourself
Keşke burada başkaları olsaydı , kendini bana göstermek için
Don't say any more, hold your tongue
Daha fazla söyleme, dudağını tut
I've heard it before – it's not love
Önceden duydum , aşk değildi
You thought you had a plan, act like a gentleman
Bir plan yaptığını düşünmüştün , bir centilmen gibi davrandığını
You thought you had it all effortlessly in hand
Güçsüz bir şekilde elinden gelen her şeyi yaptığını düşünmüştün
You thought you had me uh nana uh nana
Bana yaptıklarını düşünmüştün uh nana uh nana
But you can't fool me uh nana uh nana
Ama sen bana aptal davranamazsın uh nana uh nana
There's no gentleman here
Burada centilmen yok
My everything is not for fun
Her şeyim eğlence için değil
You‘ve shown me that it's all you want
İstediğin her şeyi bana göstermiştin
Why can't you settle down?
Sen neden evlenemezsin ?
Cause I could love you I swear down
Çünkü ben seni sevmiştim ben
I need a gentleman who holds my hand, won't hide anything from me
Elimi tutacak bir centilmene ihtiyacım var, benden hiçbir şey gizlemeyecek
A gentleman, who understands won't take anything from me
Bir centilmen benden hiçbir şey almayacağını anlayacak biri
But you're a cheat, you're dark and weak
Ama sen bir hilesin, sen karanlık ve zayıfsın
And you break everything that you can
Ve sen yapabileceğin her şeyi bırakabilirsin
Can't you see that I can't see no gentleman
Ben centilmen göremiyorum görmüyor musun