يعني قلبها مال و خلاص الفرق ما بينا اتشال dahkit, yeani elbehe meel vu khalaas il fer' mee biynee itşeel
gülümsedi... (gülümseyen, bayanmış) çünkü kalbi sana meyilli ve artık iş tamam, aramızdaki ayrılık kaktı (tşeel=kaldırıldı)
يلا يا قلبي روحلها يلا قلها كل اللي بيتقال yalla ya elbi ruuh lehe yalla, ullehee kull illiy biyit'eel
yürü ey kalbim git ona hadi, git ona söylenecek her şeyi söyle
مستني ايه بعد الضحكة دي الضحكة فاتحالك السكة mistenniy iyh bead-id deahke, di ed-deahke fethea lek sikke
kızcağız gülümsemişken daha neyi bekliyorsun, bu gülümseme sana bir kapı açmadı mı (kapı, yol, gedik açma durumları)
مش هي دي اللي انت عاشقها و بقالها ياما شاغلة البال miş hiyye di illi inte eaaşi'hee ve be'e lehee yeemee şeegile el-beel
kıza aşık olan sen değil misin, hani kafanın bu aralar paso kendisiyle meşgul olduğu,
ضحكت يعني حاسة هواك و موافقة تعيش العمر معاك deahkit... yeaniy heasise heveek ve muvaafi'e teaiyş il-aomri meaeek
gülümsedi... çünkü hissetti sendeki aşkı ve bir ömür seninle yaşamaya razı (muvaafika=uygun gören (bayan), hani "muvafık görülmüştür" derler ya eskiler)
روح يا حبيبها ده انت حيبها طمن شوقها اللي استناك ruuh yea heabiybe, de ente heabiybe, tammin şu'hee illi istenneek
hadi iyisin, işte onun aşkı senmişsin, o halde git de seni bekleyenin özlemini gider
في حد يستنى على دي ؟؟ دي كفاية بس الضحكة دي fiy hadd yistenni alee diy ? diy kifeeye bes ed-deahke diy
kim umardı böyle bir gülüşü? ki işte bu gülüş her şeye değerdi
شفت اهه ضحكت تاني .. يعني اللي شفته مكنش خيال şuft ehiy deahekit teeniy... yeani illi şuftuh meekenş khayeel
gördüm aha bir gülücük daha... yani ilk gördüğüm hayal değilmiş