I wish you would have smiled in the bakery
Keşke fırında gülümseseydin.
Or sat on a tatty settee
Ya da eski püskü kanepelere otursaydın
At some mutual friend's gathering
Ortak arkadaş buluşmasında
And the more you keep on looking
Bakmaya daha fazla devam ettikçe
The more it's hard to take
Tahammül etmek daha da zorlaşıyor
Love, we're in stalemate
Sevgilim, çıkmazdayız.
To never meet is surely where we're bound
Asla karşılaşmamak şu an bulunduğumuz sınır
There's one in every town
Her şehirde bir tane var
Just there to grind you down
Sana eziyet etmek için
I wish I would have seen you in the post office
Keşke seni postahanede görebilseydim
Well, maybe I did and I missed it
Belki gördüm ama gözden kaçırmış olabilirim
Too busy with a mind on clever rhymes
Zekice uyaklarla kafa patlatmakla meşguldüm.
Why not the rounder's pitch or the canteen?
Neden serserilerin sahası ya da kantin değil?
You're slacking, love, where have you been?
Yavaşlıyorsun, aşkım, neredeydin?
Just had to go and wait until tonight
Gitmek ve bu geceye kadar beklemek zorundaydım.
So give me the invite
O zaman, bana davetiyeyi ver
Don't worry, it's alright
Endişelenme her şey yolunda
I wish I would have seen you down in the arcade
Keşke seni çarşıda görebilseydim
Sipping on a lemonade
Limonatanı yudumlarken
In the paper cup and chewing on the straw
Kağıt bardakta ve pipetini çiğnerken
And I wish I'd seen you in the bakery
Keşke seni fırında görebilseydim
If I'd seen you in the bakery
Eğer seni görebilseydim
You probably wouldn't have seen me
Büyük bir ihtimal sen beni göremeyecektin.