Yeah, breakfast at Tiffany's and bottles of bubbles
-Evet Tiffanylerde kahvaltı ve balon şişeleri
Girls with tattoos who like getting in trouble
-Belaya girmeyi seven dövmeli kızlar
Lashes and diamonds, ATM machines
-Kirpikler ve elmaslar, ATM makineleri
Buy myself all of my favorite things
-Kendime en sevdiğim şeyleri alıyorum
Been through some bad shit, I should be a sad bitch
-Boktan şeylere maruz kaldım, üzgün bir orospu olmalıyım
Who woulda thought it'd turn me to a savage?
-Beni bir vahşiye dönüştüreceğini kim bilebilirdi?...
Rather be tied up with cuffs and not strings
-İpler yerine kelepçeler ile bağlı kalmayı tercih ederim
Write my own checks like I write what I sing
-Söylediğim şarkıları yazar gibi kendi çeklerimi yazıyorum
My wrist, stop watchin', my neck is flossin-Bileğim, bakmayı bırak, boynum gösterişli
Make big deposits, my gloss is poppin-Büyük mevduatlar yap, parıltıcım yakıyor
You like my hair? Gee, thanks, just bought it
-Saçımı sevdin mi? Vay be, teşekkürler, yeni aldım
I see it, I like it, I want it, I got it
-Görürüm, beğenirim, isterim, alırım
I want it, I got it, I want it, I got it
-İsterim, alırım, isterim, alırım
I want it, I got it, I want it, I got it
-İsterim, alırım, isterim, alırım
You like my hair? Gee, thanks, just bought it
-Saçımı sevdin mi? Vay be, teşekkürler, yeni aldım
I see it, I like it, I want it, I got it
-Görürüm, beğenirim, isterim, alırım
Wearing a ring, but ain't gon' be no "Mrs."
-Yüzük takıyorum, ama 'bayan' olmayacağım
Bought matching diamonds for six of my bitches
-Orospularımın altı tanesi için eşleşen elmaslar aldım
I'd rather spoil all my friends with my riches
-Tüm arkadaşlarımı zenginliğim ile şımartmayı tercih ederim
Think retail therapy my new addiction
-Yeni bağımlılığımın parakende terapisi olduğunu düşünüyorum
Whoever said money can't solve your problems
-Kim para sorunlarınızı çözemez dediyse
Must not have had enough money to solve 'em
-Onları çözecek yeterli parası yoktur
They say, "Which one?" I say, "Nah, I want all of 'em"
-"Hangisi?" derler Derim ki, "Hayır, hepsini istiyorum"
Happiness is the same price as red-bottoms
-Mutluluk kırmızı tabanlılar ile aynı pahada
My smile is beamin', my skin is gleamin-Gülüşüm ışık sağlıyor, cildim parlıyor
The way it shine, I know you've seen it
-Parlama şekli, biliyorum saha önceden gördün
I bought a crib just for the closet
-Sadece bir dolap için eve aldım
Both his and hers, I want it, I got it
Hem onun hem de onunkini isterim, alırım
I want it, I got it, I want it, I got it
-İsterim, alırım, isterim, alırım
I want it, I got it, I want it, I got it
-İsterim, alırım, isterim, alırım
You like my hair? Gee, thanks, just bought it
-Saçımı sevdin mi? Vay be, teşekkürler, yeni aldım
I see it, I like it, I want it, I got it
-Görürüm, beğenirim, isterim, alırım
Yeah, my receipts be lookin' like phone numbers
-Evet makbuzlarım telefon nunarasi gibi gözüküyor
If it ain't money, then wrong number
-Eğer para degilse, o zaman yanlış numara
Black card is my business card
-Siyah kart benim iş kartım
The way it be settin' the tone for me
-Benim için tonu ayarlayan yol
I don't mean to brag, but I be like, "Put it in the bag,"
-Övunmek için değil ama şöyleyim, "Çantaya koy"
When you see them racks, they stacked up like my ass,
-O askıları görünce, kıçım gibi yığılmışlar
Shoot, go from the store to the booth
-Ateş, mağazadan kabine git
Make it all back in one loop, gimme the loot
-Bir çırpıda geri al, bana para ver
Never mind, I got the juice
-Boşver, içkiyi aldım
Nothing but net when we shoot
-Çekim yaparken kazanmaktan başka birşey değil
Look at my neck, look at my jet
-Boynuma bak, Jetime bak
Ain't got enough money to pay me respect
-Bana saygı duymaya yeterli paran yok
Ain't no budget when I'm on the set
- Ben setteyken bütçen yok
If I like it, then that's what I get,
-Eğer onu beğendiysem, aldığım şey odur
I want it, I got it, I want it, I got it
-İsterim, alırım, isterim, alırım
I want it, I got it, I want it, I got it
-İsterim, alırım, isterim, alırım
You like my hair? Gee, thanks, just bought it
-Saçımı sevdin mi? Vay be, teşekkürler, yeni aldım
I see it, I like it, I want it, I got it
-Görürüm, beğenirim, isterim, alırım