That's me right there on the corner, listening to wu in my Walkman
O köşede olan benim, Walkman'imle Wu'yu dinliyorum
Neon lights hit the water, reflecting the city i'm lost in
Neon ışıkları suya vuruyor, şehrin yansıması içinde kayboldum
That's me right there on the corner, I one day would be leaving
O köşede olan benim, bir gün terk edeceğim
For a dream that I didn't have, that i'd one day would believe in
Sahip olmadığım hayal için, bir gün inanacağım
Strange how the same place, I ran from's the same place
Yerin aynı olması tuhaf, aynı yere koşuyorım
I think of whenever the chance comes
Sanşın ne zaman geleceğini düşünüyorum
It's inevitable cause wherever I go
Bu kaçınılmaz çünkü nereye gidersem gideyim
I hear echoes of a thousand screams
Binlerce çığlığın ekosunu duyuyorum
As I lay me down to sleep
Beni olduğum gibi yatırıyor
There's a black hole deep inside of me
İçimde derinlerde bir kara delik var
Reminding me
Bana hatırlatıyor
That I lost my backbone, somewhere in Stockholm
Belkemiğimi, Stockholm'da bir yerde kaybettim
I lost my backbone, somewhere in Stockholm
Belkemiğimi, Stockholm'da bir yerde kaybettim
I'm from a place where we never, openly show our emotions
Duygularımızı hiç açıkça gösteremediğimiz bir yerdenim
We drown our sorrows in bottomless bottles
Dipsiz şişelerde kederimizi boğuyoruz
And leave them to float in the ocean
Ve onları okyanusta batmak için bırakıyoruz
I'm from a place where we never, seperate people from people
İnsanın insandan farklı olmadığı bir yerdenim
Some generalize, but in general I still believe that we are treated as equals
Biraz genelleme, ancak hala genelde eşit olarak muamele gördüğümüze inanıyorum
My father, my mother, my sister, my brother, my friends and my family's there
Babam, annem, kız kardeşim, erkek kardeşim, arkadaşlarım be ailem burada
My hope, and my money, my innocence in a sense, almost lost everything here
Umudum, ve param, bir niyetimdeki masumluğum, neredeyse hepsini burada kaybettim
Right where I was founded, is right where i'll be found dead
Bulunduğum yer, ölü bulunduğum yer olacak
These streets are my backbone, until I get back home
Eve dönene dek, bu sokaklar belkemiğim
I hear echoes of a thousand screams
Binlerce çığlığın ekosunu duyuyorum
As I lay me down to sleep
Beni olduğum gibi yatırıyor
There's a black hole deep inside of me
İçimde derinlerde bir kara delik var
Reminding me
Bana hatırlatıyor
That I lost my backbone, somewhere in Stockholm
Belkemiğimi, Stockholm'da bir yerde kaybettim
I lost my backbone, somewhere in Stockholm
Belkemiğimi, Stockholm'da bir yerde kaybettim
I'm not alone, I am the fire that burns
Yalnız değilim, yakan o ateşim
Not in the city, but out in the burbs
Şehirde değil, ama banliyö dışında
A river that's dying of thirst I am a reverend
Sussuzluktan ölen bir göl Ben din adamıyım
Lying in church, a crack in the pattern
Klisede yatıyorum, desendeki bir kırık
A miracle waiting to happen
Bir mucize yaşanmak için bekliyor
A promise that never was kept
Tutulmamış bir söz
One of those moments
Bu anların birinde
You'll never forget
Asla unutumayacaksın
I am that feeling inside, that one we all know
Hepimizin bildiği, o hissim
But can't really describe
Ama gerçekten açıklanamaz
I am the blood spill, but I'm in love still
Kan dökülmesiyim, ancak hala aşığım
Somewhere in Stockholm, but I'm not alone
Stockholm'da bir yerde, ama yalnız değilim
Don't have to get, by on my own
Kendi başıma elde etmek zorunda değilim
I'm finally home
Sonunda evdeyim
Hemma i Stockholm
Stockholm evim
Där jag hör hemma
Ait olduğum yer
I hear echoes of a thousand screams
Binlerce çığlığın ekosunu duyuyorum
As I lay me down to sleep
Beni olduğum gibi yatırıyor
There's a black hole deep inside of me
İçimde derinlerde bir kara delik var
Reminding me
Bana hatırlatıyor
That I lost my backbone, somewhere in Stockholm
Belkemiğimi, Stockholm'da bir yerde kaybettim
I lost my backbone, somewhere in Stockholm
Belkemiğimi, Stockholm'da bir yerde kaybettim