Father, can you hear me?
Baba, beni duyabiliyor musun?
How have I let you down?
Seni nasıl hayal kırıklığına uğrattım?
I curse the day that I was born,
Doğduğum güne küfür ettim
And all the sorrow in the world...
Ve dünyadaki bütün acılara
Let me take you to the herding ground,
İzin ver seni hayvan gütme yerine götüreyim
Where all good men are trampled down,
Bütün iyi adamların ezildiği yere
Just to settle a bet that could not be won,
Kazanılmayacak bir iddiaya girmek için
Between a prideful father and his son.
Gururlu bir baba ve oğlu arasında
Well you guard me now for I cant see,
Sen beni korudun göremediğim için
A reason for this suffering and this long misery.
Bu acı ve uzun ızdırap için bir sebep
What if every living soul could be upright and strong?
Peki ya bütün yaşayan ruhlar dürüst ve güçlü olsaydı?
Well, then I do imagine there will be
O zaman hayal ederim, burada
Sorrow.
Acı
Yeah there will be
Evet burada
Sorrow .
Acı
And there will be
ve burada
Sorrow, no more.
Acı olmayacak.
When all soldiers lay their weapons down,
Bütün askerler silahlarını yere bıraktıklarında
Or when all kings and all queens relinquish their crown,
Veya bütün krallar ve bütün kraliçeler taçlarından vazgeçtiklerinde
Or when the only true messiah rescues us from ourselves...
Veya sadece gerçek kurtarıcı bizi kendimizden kurtardığında
Its easy to imagine there will be
Kolay olurdu hayal etmesi, burada
Sorrow.
Acı
Yeah there will be
Evet, burada
Sorrow .
Acı
And there will be
Ve burada
Sorrow, no more.
Acı olmazdı.