There's a place where everyone can be happy.
Herkesin mutlu olabileceği bir yer var.
It's the most beautiful place in the whole fucking world.
Orası tüm kahrolası dünyanın en güzel yeri.
It's made of candy canes and planes and bright red choo-choo trains,
Şeker kamışı, uçaklar ve parlak kırmızı çuf çuf trenlerden yapılmış bir yer.
And the meanest little boys and the most innocent little girls,
Ve en huysuz küçük oğlanlar ve en masum küçük kızlar.
And you know I wish that I could got there.
Ve bilirsin, oraya gitmeyi çok isterim
It's a road that I have not found.
Bulamadığım bir yol bu
And I wish you the best of luck, dear.
Ve sana iyi şanslar diliyorum, canım.
Drop a card or letter to my side of town.
Bir kart ya da mektup bırak benim tarafıma.
Because there's no time for fussing and fighting my friend,
Çünkü yaygaraya ve kavgaya ayıracak vakit yok arkadaşım.
But baby I'm amazed at the hate that you can send and
Ama bebeğim gönderebildiğin nefrete şaşıyorum ve
You... painted my entire world.
Sen... tüm dünyamı boyadın
But I... don't have the turpentine to clean what you have soiled.
Ama benim... terebentinim yok yaptığın pisliği temizlemeye.
And I won't forget it.
Ve bunu unutmayacağım.
There's a place where everyone can be right,
Herkesin haklı olabileceği bir yer var
Even though you remain determined to be opposed.
Karşı çıkmaya kararlı olmakta kalsan bile.
Admittance requires no qualifications:
Kabul herhangi bir şart gerektirmez.
It's where everyone has been and where everybody goes.
Bu herkesin bulunduğu ve herkesin gideceği yer.
So please try not to be impatient,
Bu yüzden lütfen sabırsız olmamaya çalış.
For we all hate standing in line.
Çünkü hepimiz sırada durmaktan nefret ediyoruz.
And when the farm is good and bought, you'll be there without a thought,
Ve eğer çiftlik iyi ve alınmışsa, hiç düşüncesiz orada olacaksın
And eternity, my friend, is a long fucking time.
Ve sonsuzluk, arkadaşım, çok uzun bir zamandır.
Because there's no time for fussing and fighting my friend,
Çünkü yaygaraya ve kavgaya ayıracak vakit yok arkadaşım.
But baby I'm amazed at the hate that you can send and
Ama bebeğim gönderebildiğin nefrete şaşıyorum ve
You... painted my entire world.
Sen... tüm dünyamı boyadın
But I... don't have the turpentine to clean what you have soiled.
Ama benim... terebentinim yok yaptığın pisliği temizlemeye.
And I won't forget it.
Ve bunu unutmayacağım.