I know we've been here before,
Biliyorum bunu daha önceden de yaşadık ,
I know you're heart is very sore,
Biliyorum kalbin çok yaralı
But ple-e-e-e-ease,
Fakat lütfen,
Oh ple-e-e-e-e-ease,
Oh lütfen,
I called you from the hospital,
Seni hastaneden aradım
you didn't pick up the phone
Telefonunu açmadın
I was left alone with the crazy fishes,
Tek başıma bırakıldım çılgın balıklarla
swimmin' in their senseless circles,
yüzüyorduk onlarım anlamsız çemberlerinde,
all of us together,
hepimiz birlikte,
smashing our faces in the glass
Yüzlerimizi camda vurarak
this repetitions definition could be insanity,
bu tekrarlamaların tanımı delilik olabilirdi
but flip a switch and check the sky as i go
fakat anahtarı çevirdikçe(açma-kapama düğmesiyle ilgili) gökyüzünü kontrol ediyorum
Just had to keep try-y-y-inSadece denemeye devam ediyorumhad to keep try-y-y-indenemeye devam ediyorum
I had said that I'd be better
Söyledim bunu daha iyi yapardım
told you I'd never fall again
sana bir daha asla düşmeyeceğimi söylemekle
countless times and you believed me
sayısız kez bana inandın
but I let you down again
fakat seni tekrar hayal kırıklığına uğratıyorum
I'm not asking you to answer
Senden cevap istemiyorum
I can tell this is the end
Bunun son olduğunu söyleyebilirim
so-o-ooo I'm goin' to leave you at the door
Bu yüzden senden kapıda ayrılacağım
I know that I won't spend my whole life in a cell
Biliyorum tüm zamanımı bir hücrede(odada) geçirmeyeceğim
I will keep fighting and so be righting myself
Savaşmaya devam edeceğim ve kendime doğru olacağım
one foot right in front of the other as they say
adımını doğru at diye bir söz vardır
even when its dismal
Sıkıntılı olduğunda bile
I'm guaranteed change
Değişmeyi garanti ettim