Sitting here , all alone
Burada yapayalnız otururken
Wondering what to do
Ne yapacağımı merak ederken
Life went faster than the time
Hayat zamandan daha hızlı geçti
I had to achieve the things I had in mind
Aklımda olanları başarmak zorundaydım
Their disguise , I see with my eyes
Onların maskesini gözlerimle görüyorum
Many things I should have realized
Çoğu şeyi farketmeliydim
A long time ago , long long time ago
çok zaman once, uzun zaman once
Never changing , ever aging
Değişmeden, yaşlanmadan
It drags from day to day
Günden güne sürükleniyor
I wish that I had found myself
Keşke kendimi bulsaydım
Before it robbed me of the time
beni zamansız bırakmadan once
Oh no , oh no
I should have realized
Farketmeliydim
A long long time ago
Uzun zaman once
A long time ago
Uzun zaman once
A long time ago
Uzun zaman önce
(break)
Seeing things , open doors
Bir şeyleri görerek
People invited me into
Insanlar kapılarını açtılar bana
Oh they were so good to me
And always helped me on my way
bana çok iyi davrandılar ve daima yardım ettiler
Then I woke from this dream
Sonra bu rüyadan uyandım
Known that I should have realized
Farketmem gerektiğini bildiren
A long time ago
Uzun zaman once
Long long time ago
Cok uzun zaman önce
Another day , another way
Başka gün , başka yol
I don't care what people say
Insanların ne söylediğini umursamıyorum
No , I realize that there's no other way for me
Hayır , benim için başka yolun olmadığını anladım
Suppose I'll just have to live from day to day
Günü birlik yaşamam gerektiğini farzediorum
Oh no , oh no
I should have realized
Farketmeliydim
A long long time ago
Uzun zaman once
A long time ago
Uzun zaman once
A long time ago
Uzun zaman önce