Another sunny day
I met you up in the garden
You were digging plants
I dug you, beg your pardon
I took a photograph of you in the herbaceous border
It broke the heart of men and flowers and girls and trees
Bir başka güneşli günde
Bahçede buluştum seninle
Bitkilerle uğraşıyordun
Senden hoşlandım, affına sığınırım
Bahçe sınırımda senin bir fotoğrafını çektim
Erkeklerin, çiçeklerin, kızların ve ağaçların kalbini kırdı.
Another rainy day
We're trapped inside with a train set
Chocolate on the boil
Steamy windows when we met
You've got the attic window looking out on the cathedral
And on a Sunday evening bells ring out in the dusk
Bir başka yağmurlu günde
Bir etkinlikte tıkılıp kaldık
Çikolatalar hazırdı
Buluştuğumuzda, pencereler buharlıydı
Katedrale bakan bir çatı katı penceren var,
Ve bir Cumartesi akşamı alacakaranlıkta çanlar çalıyor.
Another day in June
We'll pick eleven for football
We're playing for our lives the referee gives us fuck all
I saw you in the corner of my eye on the sidelines
Your dark mascara bids me to historical deeds
Bir başka Temmuz gününde
Futbol için 11 kişi seçeceğiz
Hakem bizi umursamazken, biz hayatlarımız pahasına oynayacağız
Göz ucuyla gördüm seni
Koyu maskaran, geçmişe götürdü beni
Everybody's gone you picked me up for a long drive
We take the tourist route the nights are light until midnight
We took the evening ferry over to the peninsula
We found the avenue of trees went up to the hill
That crazy avenue of trees, I'm living there still
Herkes gitti, uzun bir yol için sen beni seçtin
Gece yarısına kadar ışıkların sönmediği turist rotasını seçtik
Yarımadadan, akşam feribotuna bindik
Ağaçların tepeye uzandığı sokağı bulduk
Ağaçların çılgın sokağı, hala aklım orada
There's something in my eye a little midge so beguiling
Sacrificed his life to bring us both eye to eye
I heard the Eskimos remove obstructions with tongues, dear
You missed my eye, I wonder why, I didn't complain
You missed my eye, I wonder why, please do it again
Gözlerimde, beni ayartan bir şeyler var
İkimizi göz göze getirmek için kendi hayatını kurban etti
Eskiomoların, üst solunum yolu tıkanmalarını dilleriyle açtıklarını duydum, sevgilim
Gözlerini kaçırdın, nedenini merak ediyorum, şikayetim yok
Gözlerini kaçırdın, nedenini merak ediyorum, lütfen tekrar yap
The loving is a mess what happened to all of the feeling
I thought it was for real; babies, rings and fools kneeling
And words of pledging trust and lifetimes stretching forever
So what went wrong? It was a lie, it crumbled apart
Ghost figures of past, present, future haunting the heart
Bu hislerin başına gelen aşk, darmaduman haldeydi
Gerçek olduğunu düşündüm; bebekler, yüzükler ve aptal diz çökmeler
Ve sözlerin, güveni rehin aldığını ve hayatın sonsuza dek sürdüğünü…
Ee ters giden neydi? Yalandı, paramparça oldu
Geçmişin, şimdinin ve kalbimi acıtan geleceğin hayaletleri…