You're bad for me.
Benim için kötüsün
I clearly get it.
İyice anladım bunu
I dont see how something good could come from loving you.
Seni sevmekten nasıl iyi birşey gelebilir anlamıyorum
The death of me must be your mission.
Benim ölümüm senin görevin olmalı
Cause with every hug and kiss youre
Çünkü her sarılış ve öpücükle sen
snatching every bit of strength
yakalıyorsun,
that Im gon need to fight off the inevitable.
kaçınılmazla savaşırken ihtiacım olacak her bir gücü
And its a heartbreaking situation Im up in but I cant control.
Ve bu kalp kırıcı bir durum öfkeliyim ama kontrol edemiyorum
Youre just like poison.
Sen bir zehir gibisin
Slowly moving through my system breaking all of my defenses with time.
Zamanla bütün savunmamı kırarak yavaşça ilerliyorsun sistemimde
Youre just like poison, and I just dont get it.
Bir zehir gibisin ve bunu anlamıyorum
How could something so deadly feel so right?
Bu kadar öldürücü birşey nasıl bu kadar doğru hissettirir?
Im not sure of what to do.
Ne yapacağımdan emin değilim.
Its a catch twenty-two?
22 baskını mı bu
Cause the cure is found in you.
Çünkü derman sende
I dont want it but I do.
İstemiyorum bunu ama yapıyorum(istiyorum)
Youre just like poison.
Sen bir zehir gibisin
My affliction, Im addicted I cant lie.
Benim derdimsin, bağımlıyım yalan söyleyemem
Kiss me one more time before I die.
Ölmeden önce bir kez daha öp beni
You aint right, take me high, then that high, it subsides, and my body flatlines.
Haklı değilsin, yükseğe çıkartırsın beni, ve sonra o yükseklik alçalır, ve vücudum ölür.
Then you come to revive.
Sonra gelirsin canlandırmaya
Wait, wait, wait, Im alive, but how long will it last?
Bekle,bekle, bekle, hayattayım, ama bu ne kadar sürecek?
Will it all come crashing down?
Hepsi yıkılacak mı?
How many doses am I needing now?
Şimdi ne kadar doza ihtiyacım var
Whats the prognosis?
Tahminin ne?
Will you be around?
Buralarda olacak mısın
Or am I just another victim of an assassin that broke my heart down.
Yoksa ben, kalbimi kıran katilin bir başka kurbanı mıyım
Baby, youre just like poison.
Bebeğim, sen bir zehir gibisin
Slowly moving through my system breaking all of my defenses with time.
Zamanla bütün savunmamı kırarak yavaşça ilerliyorsun sistemimde
Youre just like poison, and I just dont get it.
Bir zehir gibisin ve bunu anlamıyorum
How could something so deadly feel so right?
Bu kadar öldürücü birşey nasıl bu kadar doğru hissettirir?
Im not sure of what to do.
Ne yapacağımdan emin değilim.
Its a catch twenty-two?
22 baskını mı bu
Cause the cure is found in you.
Çünkü derman sende
I dont want it but I do.
İstemiyorum bunu ama yapıyorum(istiyorum)
Youre just like poison.
Sen bir zehir gibisin
My affliction, Im addicted I cant lie.
Benim derdimsin, bağımlıyım yalan söyleyemem
Kiss me one more time before I die.
Ölmeden önce bir kez daha öp beni
Its just not my body (no).
Bu benim vücudum değil (hayır)
Its my mind.
Bu benim aklım
You dont know how many times I told myself this cant do (cant do).
Bilmiyorsun kaç kere kendime söyledim bunu yapamam diye (yapamam)
And that I dont need you (no I dont need you).
Ve sana ihtiyacım olmadığını (hayır ihtiyacım yok sana)
Its so unfair (fair) that I find myself right back in your care (care).
Bu büyük bir adeletsizlik (adalet) ki kendimi senin himayende buluyorum (himaye)
And whats good is that when youre not always there (there, there).
Ve iyi olan şeyse sen orada her zaman değilken (orada,orada)
You know that for my health, my health.
Bunu benim sağlığım için olduğunu biliyorsun, sağlığım
Youre just like poison, whoa, whoa, whoa.
Sen bir zehir gibisin
Youre just like poison, whoa, whoa, whoa.
Sen bir zehir gibisin