Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Clapped in church on Sunday morning
Pazar sabahları kilise alkış yapardı
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Played a tambourine so well
Çok iyi tamburin çalardı
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Used to issue out a warning
Eskiden uyarırdı
She'd say, Billy don't you run so fast
Billy bu kadar hızlı koşma derdi
Might fall on a piece of glass
Bir cam parçasının üzerine düşebilir
Might be snakes there in that grass
Otların içinde yılan olabilir
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Soothed a local unwed mother
Bekar bir anneyi teselli etti
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Used to ache sometimes and swell
Bazen ağrır ve şişerdi
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Used to lift her face and tell her
Başını kaldırır ve ona anlatırdı
She'd say, Baby, grandma understands
Derdi ki bebeğim büyük annen anlıyor
That you really love that man
O adamı gerçekten sevidğini
Put yourself in Jesus' hands
Kendini İsa'nın ellerine bırak
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Used to hand me piece of candy
Bana bir parça şeker verirdi
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Picked me up each time I fell
Her düştüğümde beni kaldırırdı
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Boy, they really came in handy
Oğlum, gerçekten marifetliydiler
She'd say, Matty don' you whip that boy
Derdi ki Matty o çocuğu şamarlama
What you want to spank him for?
Ne için çocuğa tokat atmak istiyorsun
He didn' drop no apple core
Elma çekirdeğini düşürmedi
But I don't have grandma anymore
Ama artık büyük annem yok
If I get to heaven I'll look for
Eğer cennete gidersem ararım
Grandma's hands
Büyükannenin elleri
Hmm-mmh