She didn't mean to deceive you, believe me
-seni aldatmak istemedi, inan bana
But sometimes the hardest part is conceiving
-ama bazen en zor kısım anlamaktır
The good intentions that you had
-senin iyi niyetlerin
Now only came to this
-şimdi bu hale geldi
And although she saw the Mark
-ve Mark'ı görmesine rağmen
The arrow missed
-oku kaçırdı
It isn't exciting reciting the stories
-anlatmak hiç heycanlı değil
Of kind words turned hurting when routine get boring
-kaba kelimelerin incitmeye başladığı hikayeler, rutin sıkmaya başladığı zaman
Both getting tired of punk rock clubs
-ikimiz de punk rock kuluplerinden bıktık
And both playing in punk rock bands
-ve ikimiz de punk rock gruplarında çalıyoruz
The start was something good
-başlamak güzel birşeydi
But some good things must end
-ama bazı güzel şeyler bitmeli
And she said, "It could never survive
-ve o dedi ki 'asla var olamazdı (ilişkimiz)
With such differing lives
-böyle ayrı hayatlarla birlikte
One home, one out on tour again
-bir ev, yine bir tur
We may never come back
-asla geri dönmeyebiliriz
The strike of a match
-bir kibrit alevi
The candle's burning at both ends."
-mumlar her iki sonda da yanıyor."
And now she knows too much
-ve şimdi o çok fazla şey biliyor
And I'm too fucked up
-ve ben berbat haldeyim
It's awkward trying to make my move
-beni harekete geçirmek çok yersiz
I'll pretend that I'm fine
-iyiymişim gibi yapacağım
Show up right on time
-zamanında gözükeceğim
But I know I'll never be that cool
-ama biliyorum asla o kadar havalı olmayacağım
I never wanted to hold you back
-asla seni alıkoymak istemedim
I just wanted to hold on
-sadece seninle olmak istedim
But my chance is gone
-ama şansım tükendi
I know just where I stand a boy
-bir çocuk olduğumu biliyorum
Trapped in the body of a man and
-bir adamın içinde gizlenmiş ve
I'll take what you're willing to give
-vermek istediğini alacağım
And I'll teach myself to live
-ve kendime yaşamayı öğreteceğim
With a walk-on part of a background shot
-bir arkaplan çekiminin figüranlık bölümü ile
From a movie I'm not in
-içinde olmadığım bir filmden
She's so important
-o çok önemli
And I'm so retarded
-ve ben çok gerizekalıyım
And now I realize
-ve şimdi anlıyorum ki
I should have kissed you in L.A.
-seni L.A.'de öpmeliydim
But I drove home all alone
-ama eve yalnız başıma gittim
As if I had a choice, anyway
-bir seçeneğim olduğu halde, herneyse
Where are you coming from?
-nerden geliyorsun?
What are you running from?
-neyden kaçıyorsun?
Is it so hard to see?
-görmesi bukadar zor mu?
And if you're feeling scared
-ve korkmuş hissediyorsan
Remember the time we shared
-birlikte paylaştığımız zamanı hatırla
You know it meant everything (everything)
-biliyor musun benim için çok önemliydi
You know that it meant everything to me
-biliyor musun benim için çok önemliydi
You know that it meant everything to me
-biliyor musun benim için çok önemliydi