So sorry it's over
-çok üzgünüm bitti
So sorry it's over
-çok üzgünüm bitti
There's so much more that I wanted and
-istediğimden daha fazlası var ve
There's so much more that I needed and
-ihtiyacım olandan daha fazlası var ve
Time keeps moving on and on and on
-zaman geçmeye devam ediyor ve ediyor ve ediyor
Soon we'll all be gone
-çok yakında hepimiz gitmiş olacağız
Let's take some time to talk this over
- haydi bunu bir ara konuşalım
You're out of line and rarely sober
-çizginin dışındasın ve nadiren ayıksın
We can't depend on your excuses
-senin bahanelerine güvenemeyiz
Cause in the end it's fucking useless
-çünkü en sonunda bu çok gereksiz
You can only lean on me for so long
-sadece uzun zamandır bana dayanabiliyosun
Bring your ship about to watch a friend drown
-bir arkadaşın boğulmasını izlemek için gemini getir
Stood over the ledge
-çıkıntının üzerinde durdum
Begged you to come down
-sana düşmemek için yalvardım
You can only lean on me for so long
-sadece uzun zamandır bana dayanabiliyosun
I remember shots, without a chaser
-takipçisi olmayan atışları hatırlıyorum
absent minds thoughts, now you're a stranger
-boş akıl düşünceleri, şimdi sen bir yabancısın
Cover up the scars
-yara izlerini sakla
Put on your game face
-oyun yüzünü giy
Left you in a bar
-seni bir barda bıraktım
To try and save face
-denemen ve yüzünü koruman için
You can only lean on me for so long
-sadece uzun zamandır bana dayanabiliyosun
Bring your ship about to watch a friend drown
-bir arkadaşın boğulmasını izlemek için gemini geetir
Stood over the ledge
-çıkıntının üzerinde durdum
Begged you to come down
-sana düşmemek için yalvardım
You can only lean on me for so long
-sadece uzun zamandır bana dayanabiliyosun
So sorry it's over
-çok üzgünüm bitti
So sorry it's over
-çok üzgünüm bitti
There's so much more that I wanted and
-istediğimden daha fazlası var
There's so much more that I needed and
-ihtiyacım olandan daha fazlası var
Time keeps moving on and on and on
-zaman geçemye devam ediyor ve ediyor ve ediyor
Soon we'll all be gone
-çok yakında hepimiz gitmiş olacağız
Man on a mission
-bir misyondaki adam
Can't say I miss him around
-onu özlediğini söyleyemez
Insider information
-sağlam bilgi
Hand in your resignation
-istifandaki el
Loss of a good friend
-iyi bir arkadaşın kaybı
Best of intentions I found
-bulduğum niyetlerin en iyisi
Tight lipped procrastination
-sıkı ağızlı ertelemesi
Yeah later
-evet sonra
See you around
-görüşürüz