I guess its only the man who get fucked now and again
-sanırım bu bazen becerilen tek adam
We take our chicks to the mall,
-biz piliçlerimizi alışveriş merkezine götürürüz
We wait in parking stalls
-park yerinde bekleriz
And when we come home too late,
-ve eve çok geç gittiğimizde
She's pissed that she had to wait
-beklemek zorunda olduğu için çok kızdı
And my excuse not to call,
-ve aramadığım için benim bahanem
It never worked at all
-hiç işe yaramadı
Time to wake up
-uyanma zamanı
Where's your daughter?
-kızın nerde?
Hurt's to break up,
-ayrıık acıtır
She was stronger
-o daha güçlüydü
All my friends say,
-bütün arkadaşlarım diyor ki
Please don't love her
-lütfen onu sevme
What did i gain?
-kazandığım ne ki?
Now i miss her so
-şimdi onu çok özlüyorum
I used to hate the lipstick
-rujdan nefret ederdim
It stained and tasted so sick
-leke yapar ve tadı iğrenç
The pantyhose and the bras,
-tayt ve sütyenler
She threw on my guitars
-gitarlarımın üstüne fırlattı
Shit fuck i made a mistake,
-kahretsin bir hata yaptım
I thought i needed a break
-bir araya ihtiyacım olduğunu düşündüm
The truth is i'm such a dick,
-gerçek şudur ki ben bir hıyarım
It's broke and can't be fixed
-kırıldı ve düzeltilemez
Time to wake up
-uyanma zamanı
Where's your daughter?
-kızın nerde?
Hurt's to break up,
-ayrıık acıtır
She was stronger
-o daha güçlüydü
All my friends say,
-bütün arkadaşlarım diyor ki
Please don't love her
-lütfen onu sevme
What did i gain?
-kazandığım ne ki?
Now i miss her so
-şimdi onu çok özlüyorum
If you wanna call it a heartache,
-eğer ona bir kalp ağrısı demek istiyorsan
Then i shouldn't regret those things, i miss her
-öyleyse bu şeylere pişman olmamalıyım, onu özledim
If you want the pain to go away,
-eğer acıyı uzaklaştırmak istiyorsan
Better suck up your pride and admit you lost her
-en iyisi gururunu yok say ve onu kaybettiğini kabul et
Let her go, move on, let her go, move on, let her go
-gitmesine izin ver, ilerle, gitmesine izin ver, ilerle
Time to wake up
-uyanma zamanı
Where's your daughter?
-kızın nerde?
Hurt's to break up,
-ayrıık acıtır
She was stronger
-o daha güçlüydü
All my friends say,
-bütün arkadaşlarım diyor ki
Please don't love her
-lütfen onu sevme
What did i gain?
-kazandığım ne ki?
Now i miss her so
-şimdi onu çok özlüyorum
Move on, let her go, move on, let her go,
-ilerle, gitmesine izin ver, ilerle, gitmesine izin ver
move on, let her go, move on, let her go
-ilerle, gitmesine izin ver, ilerle, gitmesine izin ver