I pounded on a farmhouse
Çiftlik evine denk geldim
Lookin' for a place to stay
Kalacak yer arıyordum
I was mighty, mighty tired
Öylesine yorgundum ki
I had come a long, long way
Çok uzun yoldan gelmiştim
I said, "Hey, hey, in there
Hey hey sen
Is there anybody home ?
Kimse var mı evde? dedim
I was standin' on the steps
Merdivende duruyordum
Feelin' must alone
Yapayalnız hissederek
Well, out comes a farmer
Çiftçinin biri çıktı
He must have thought that I was nuts
Delirdiğimi düşünmüş olmalıydı
He immediately looked at me
Hemen bana baktı ve
And stuck a gun into my guts
Boğazıma silahı dayadı
I fell down
Yere düştüm
To my bended knees
Çökmüş dizlerimde
Saying, "I dig farmers
"Çiftçileri severim
Don't shoot me please"
Beni vurma lütfen" dedim
He cocked his rifle
Tüfeğin horozunu çekti
And began to shout
Bağırmaya başladı
"You're that travelin' salesman
Sen şu gezen satıcısın
That I have heard about"v I said, "No ! No ! No !
Duymuştum" Hayır dedim
I'm a doctor and it's true
Ben doktorum ve bu doğru
I'm a clean-cut kid
Yüzü temiz bir çocuğum
And I been to college too".
Ben de üniversiteye gittim"
Then in comes his daughter
Sonra kızı çıkıverdi
Whose name was Rita
Adı Rita'ydı
She looked like she stepped out of
La Dolce Vita
La Dolce Vita'dan çıkmış gibiydi
I immediately tried to cool it
With her dad
Babasıyla buzları eritmeyi denedim hemen
And told him what a
Nice, pretty farm he had
Ne kadar güzel çiftliği olduğunu söyledim
He said, "What do doctors
Know about farms, pray tell ?"
"Doktorlar çiftlikten ne anlar ki?" dedi
I said, "I was born
At the bottom of a wishing well".
"Dilek kuyusunun dibinde doğdum ben" dedim
Well, by the dirt 'neath my nails
Tırnaklarımın altındaki kirden
I guess he knew I wouldn't lie
Yalan söylemediğimi anladı
He said "I guess, you're tired"
"Yorgunsun galiba" dedi
He said, kinds sly
Sinsice
I said, "Yes, ten thousand miles
Today I drove"
"Evet, bugün on bin mil yol geldim"
He said, "I got a bed for you
"Senin için yerim var
Underneath the stove
Sobanın altında
Just one condition
Ama tek şartla
You got to sleep right now
Hemen uyumalısın ki
That you don't touch my daughter
Kızıma dokunmayasın
And in the morning, milk the cow".
Sabah da inek sağmalısın" dedi
I was sleepin' like a rat
Sıçan gibi uyuyordum
When I heard something jerkinBir şeyin beni çektiğini duyduğumda
There stood Rita
Rita duruyordu karşımda
Lookin' just like Tony Perkins
Tony Perkins'e benziyordu
She said, "Would you like to take a shower ?
"Duş almak ister misin?
I'll show you up to the door"
Sana kapıyı göstereyim" dedi
I said, "Oh, no, no
"Hayır hayır" dedim
I've been through this movie before
Bu filme daha önceden gitmiştim
I knew I had to split
Gitmem gerektiğini biliyordum
But I didn't know how
Ama nasıl olacaktı
When she said,
O zaman dedi ki
"Would you like to take that shower now ?"
"Hemen duşa girmek istemez misin?"
Well, I couldn't leave
Gidemedim oradan
Unless the old man chased me out
Yaşlı adam beni kovalamadığı sürece
'Cause I'd already promised
Çünkü çoktan söz vermiştim
That I'd milk his cows
İneklerini sağacağıma
I had to say something
Bir şey demeliydim
To strike him very weird
Onu garip bir şekilde etkilemek için
So I yelled out
Bağırdım direk
"I like Fidel Castro and his beard"
"Fidel Castro'yu ve bıyığını seviyorum"
Rita looked offended
Rita alınmış gibiydi
But she got out of the way
Ama yolumdan çıktı
As he came charging down the stairs
Adam merdivenlerden koşarak geldi
Sayin', "What's that I heard you say ?"
"Ne dedin sen?" diyerek
I said, "I like Fidel Castrov I think you heard me right"
"Fidel Castro'yu severim, duydun bence" dedim
And I ducked as he swung
Bana saldırınca eğildim
At me with all his might
Bütün gücüyle
Rita mumbled something
Rita bir şeyler geveledi
'Bout her mother on the hill
Tepedeki annesiyle ilgili
As his fist hit the icebox
Adamın yumruğu soğutucuya çarptığında
He said he's going to kill me
Beni öldüreceğini söyledi
If I don't get out of the door
Kapıdan çıkmazsam
In two seconds flat
2 saniye içinde
"Your unpatriotic
Rotten doctor Commie rat".
"Seni gidi milliyetsiz kokuşmuş komünist kalleş"
Well, he threw a Reader's Digest
Reader's Digest'i fırlattı
At my head and I did run
Kafama ve koştum
I did a somersault
Takla attım
As I seen him get his gun
Silahını getirdiğini gördüğümde
And chrashed through the window
Pencereye doğru atladım
At a hundred miles an hour
Saatte yüz mil hızla
And landed fully blast
Gürültüyle düştüm
In his garden flowers
Çiçek bahçesine
Rita said, "Come back"
"Geri gel" dedi Rita
As he started to load
Silahını doldurmaya başladığında adam
The sun was comin' up
Güneş doğuyordu
And I was runnin' down the road.
Ben de yola doğru koşuyordum
Well, I don't figure I'll be back
There for a spell
Galiba oraya bir süre gitmem
Even though Rita moved away
Rita oradan taşınmış ve
And got a job in a motel
Motelde bir işe girmiş olsa da
He still waits for me
Adam hala beni bekliyor
Constant on the sky
Sürekli gökyüzünde gözü
He wants to turn me in
To the FBI
Beni FBI'ya teslim etmek istiyor
Me, I romp and stomping
Ben, itişip kakışıyorum
Thankful as a romp
Yaramaz çocuk gibi minnettarım
Without freedom of speech
Konuşma özgürlüğüm olmadan
I might be in the swamp.
Bataklıkta olabilirim