Our conversation was short and sweet
Sohbetimiz kısa ve hoştu
It nearly swept me off-a my feet
Beni tamamen alıp götürdü
And I'm back in the rain, oh, oh
Ve yine yağmurda ıslanıyorum oh oh
And you are on dry land
Ve sen kuru taraftasın
You made it there somehow
Oraya bir şekilde gittin
You're a big girl now
Artık büyük bir kızsın
Bird on the horizon, sittin' on a fence
Ufuktaki kuş, bir çitte oturuyor
He's singin' his song for me at his own expense
Kendi masrafıyla bana şarkı söylüyor
And I'm just like that bird, oh, oh
Ve ben de o kuş gibiyim işte, oh oh
Singin' just for you
Sadece sana şarkı söylüyorum
I hope that you can hear
Umarım duyabilirsin
Hear me singin' through these tears
Gözyaşları içinde söylememi dinle
Time is a jet plane, it moves too fast
Zaman bir jet uçağı, hızla geçiyor
Oh, but what a shame if all we've shared can't last
Oh ama ne utanç, bütün paylaştıklarımız süremiyorsa
I can change, I swear, oh, oh
Değişebilirim, söz veriyorum, oh oh
See what you can do
Ne yapabileceğine bakalım
I can make it through
Ben bunu becerebilirim
You can make it too
Sen de öyle
Love is so simple, to quote a phrase
Aşk çok basit, bir deyişten alıntı için
You've known it all the time, I'm learnin' it these days
Bunu bütün zamandır biliyordun, ben daha yeni öğreniyorum
Oh, I know where I can find you, oh, oh
Oh, seni nerede bulacağımı biliyorum, oh oh
In somebody's room
Başka birinin odasında
It's a price I have to pay
Bu ödemem gereken bir bedel
You're a big girl all the way
Yine de sen büyük bir kızsın
A change in the weather is known to be extreme
Havadaki bir değişiklik olağanüstü olabilir
But what's the sense of changing horses in midstream?
Ama nehrin ortasında atların değiştirilmesinin anlamı ne?
I'm going out of my mind, oh, oh
Aklımı kaçırıyorum, oh oh
With a pain that stops and starts
Duran ve başlayan bir acıyla
Like a corkscrew to my heart
Kalbime dayanan bir tirbuşon gibi
Ever since we've been apart
Ayrıldığımız zamandan beri