Seat Next to You - Yanında Koltuk
Long slow drive down an old dirt road
Uzun yavaş bir yolculuk ve eski toprak yol
You've got your hand out the window, listening to the radio
Elini penceren çıkarmışsın, radyo dinliyorsun
That's where I wanna be...
Olmak istediğim yer orası
On an old park bench in the middle of December
Aralık ayının ortasında eski bir bankta
Cold hard rain fallin', can't find no cover
Soğuk sağanak yağmur yağıyor, saklanacak yer yok
That would be alright with me...
Benim için sorun olmazdı bu
Hard days, good times, blue skies, dark nights
Zor günler, güzel zamanlar, mavi gökler, karanlık geceler
Baby, I want you to take me ... wherever you're going to
Bebeğim, nereye gidiyorsan beni de götürmeni istiyorum
Maybe say that you'll save me ... a seat next to you
Belki diyorsun bana da ayırırsın, yanında bir koltuk
In the corner booth of a downtown bar, with your head on my shoulder
Şehirde bir barın köşesindeki koltuklarda, başın omzumda
Smokin' on a cheap cigar...that would be alright with me
Ucuz bir sigara içiyorsun, benim için sorun olmazdı bu
In the back row of a movie or a cross-town train
Bir sinemada arka koltuklarda veya bir şehir içi trende
I wanna hear your voice whispering my name...that's where I wanna be
Sesinin ismimi fısıldadığını duymak istiyorum, olmak istediğim yer orası
Hard days, good times, blue skies, dark nights
Zor günler, güzel zamanlar, mavi gökler, karanlık geceler
Baby, say that you'll take me ... wherever you're going to
Bebeğim, söyle beni de götüreceksin, nereye gidiyorsan
Maybe say that you'll save me ... a seat next to you
Belki diyorsun bana da ayırırsın, yanında bir koltuk
Life is like a ferris wheel, spinnin' around
Hayat bir dönme dolap gibidir, döner durur
When you get to the top it's hard to look down
En tepeye çıktığında aşağıya bakmak zordur
Just hang on ... we'll make it through
Dayan, üstesinden geleceğiz
Save me ... a seat next to you
Ayır bana, yanında bir koltuk
When you get to the gates and the angels sing
Geçide gittiğinde ve melekler şarkı söylerken
Go to that place where the church bells ring
Kilise çanlarının çaldığı o yere git
You know I'll come runnin' ... runnin' to find you
Biliyorsun koşarak geleceğim, seni bulmak için
Baby, say that you'll take me ... wherever you're going to
Bebeğim, söyle beni de götüreceksin, nereye gidiyorsan
Maybe say that you'll save me ... a seat next to you
Belki diyorsun bana da ayırırsın, yanında bir koltuk
A seat next to you
Yanında bir koltuk
A seat ... next to you
Yanında bir koltuk
A seat ... next to you
Yanında bir koltuk