If it makes you less sad, I will die by your hand
-Eğer bu seni daha az üzecekse, senin elinden öleceğim
Hope you find out what you are; already know what I am
-Umarım kim olduğunu bulursun; ben çoktan kim olduğumu biliyorum
And if it makes you less sad, we'll start talking again
-Ve eğer bu seni daha az üzecekse, tekrardan konuşmaya başlayacağız
You can tell me how vile I already know that I am
-Bana ne kadar aşağılık olduğumu söyleyebilirsin, ben bunu biliyorum zaten
I'll grow old, start acting my age
-Yaşlanacağım, yaşıma uygun davranacağım
It'll be a brand new day in a life that you hate
-Senin nefret ettiğin yepyeni bir gün olacak
A crown of gold, a heart that's harder than stone
-Altından bir taç, taştan sert bir kalp
And it hurts to hold on, but it's missed when it's gone
-Ve dayanmak acıtıyor, ama gittiğinde özlenecek
Call me a safe bet, I'm betting I'm not
-Bana güvenli bir bahis de, iddia ederim öyle değilim
I'm glad that you can forgive, only hoping as time goes, you can forget
-Affettiğin için memnunum, zaman geçtikçe unutacağını umut ediyorum
If it makes you less sad, I'll move out of this state
-Eğer bu seni daha az üzecekse, bu şehirden taşınacağım
You can keep to yourself, I'll keep out of your way
-Kendine saklayabilirsin, senin yolundan uzaklaşacağım
And if it makes you less sad, I'll take your pictures all down
-Ve eğer bu seni daha az üzecekse, tüm resimlerini indireceğim
Every picture you paint, I will paint myself out
-Boyadığın her resim, kendimi boyayla kaplayacağım
It's cold as a tomb, and it's dark in your room
-Mezar gibi soğuk, ve odan karanlık
When I sneak to your bed to pour salt in your wounds
-Sinsice yatağına girdiğimde, yaralarına tuz dökmek için
So call it quits, or get a grip
-Yani buna ödeşmek de, ya da anla
You say you wanted a solution; you just wanted to be missed
-Bir çözüm istediğini söyledin; sen sadece özlenmek istedin
Call me a safe bet, I'm betting I'm not
-Bana güvenli bir bahis de, iddia ederim öyle değilim
I'm glad that you can forgive, only hoping as time goes, you can forget
-Affettiğin için memnunum, zaman geçtikçe unutacağını umut ediyorum
So you can forget, you can forget
-Unutabilirsin, unutabilirsin
You are calm and reposed
-Sakinsin ve dinleniyorsun
Let your beauty unfold
-Güzelliğini gözler önüne ser
Pale white, like the skin stretched over your bones
-Soluk beyaz, sanki cildin kemiklerini germiş gibi
Spring keeps you ever close
-Bahar seni yakınlaştırıyor
You are second-hand smoke
-Sen ikinci el sigarasın
You are so fragile and thin, standing trial for your sins
-Sen çok kırılgan ve incesin, günahların yüzünden yargılanıyorsun
Holding on to yourself the best you can
-Kendine tutunmak yapabileceğin en iyi şey
You are the smell before rain
-Sen yağmurdan önceki kokusun
You are the blood in my veins
-Sen damarlarımdaki kansın
Call me a safe bet, I'm betting I'm not
-Bana güvenli bir bahis de, iddia ederim öyle değilim
I'm glad that you can forgive, only hoping as time goes, you can forget
-Affettiğin için memnunum, zaman geçtikçe unutacağını umut ediyorum