''Ain't No Reason There ain't no reason things are this way.
Herşeyin böyle olması için bir sebep yok.
Its how they always been and they intend to stay.
Herzaman oldugu gibiler ve böyle kalmaya niyetliler.
I can't explain why we live this way,we do it everyday.
Açıklayamam neden bu şekilde yaşadıgımızı,bunu neden yaptığımızı
Preachers on the podium speakin' of saints in seance,
Azizler nasihat veriyorlar plotformdan oturumda.
Prophets on the sidewalk beggin' for change,
Kaldırımda peygamberler bir degişim için dileniyorlar.
Old ladies laughing from the fire escape, cursing my name.
Yaşlı bayanlar gülüyorlar cehennemden kaçışta, adımı lanetliyorlar.
I got a basket full of lemons and they all taste the same,
Bir sepet dolusu limonum var ve hepsinin tadı aynı.
A window and a pigeon with a broken wing,
Bir pencere ve kanadı kırık bir güvercin,
You can spend your whole life workin' for something
Tüm hayatını bir şey için çalışarak geçirebilirsin
Just to have it taken away.
Sadece senden alınıp götürülsün diye.
People walk around pushing back their debts,
İnsanlar etrafta dolaşıyorlar borçlarını geri iterek,
Wearing pay checks like necklaces and bracelets,
Maaş çeklerini bir bileklik yada gerdanlık gibi takarak,
Talking 'bout nothing, not thinking 'bout death,
Hiçbirşey hakkında konuşup, ölümü düşünmeyerek,
Every little heartbeat, every little breath.
Her küçük kalp atışında, her nefeste.
People walk a tight rope on a razors edge
İnsanlar ince bir ipin üzerinde uçurumda yürüyorlar
Carrying their hurt and hatred and weapons.
Acılarını, nefretlerini ve silahlarını taşıyarak.
It could be a bomb or a bullet or a pen
Bu bir bomba, kurşun yada kalem olabilir
Or a thought or a word or a sentence.
Ya da bir fikir bir kelime bir cümle
There Ain't no reason things are this way.
Herşeyin böyle olması için bir sebep yok.
It's how they always been and they intend to stay
Herzaman olduğu gibiler ve kalmaya niyeliler
I don't know why I say the things I say, but I say them anyway.
Söylediklerimi neden söylediğimi bilmiyorum ama yinede söylüyorum.
But love will come set me free
Fakat sevgi gelecek ve beni özgür bırakacak
Love will come set me free,I do believe
Sevgi gelecek ve beni özgür bırakacak, inanıyorum
Love will come set me free, I know it will
sevgi gelecek ve beni özgür bırakacak, olacak biliyorum
Prison walls still standing tall,,
Hapishane duvarları hala yüksek duruyorlar
Some things never change at all.
Bazı şeyler hiçbir zaman değişmez.
Keep on buildin' prisons, gonna fill them all,
Hapishaneler inşa etmeye devam edin, onları dolduracağız,
Keep on buildin' bombs, gonna drop them all.
Bombalar yapmaya devam edin, onları patlatacağız.
Working your fingers bear to the bone,
Çalışan parmakların çelimsizliğe karşı çıkıyor,
Breaking your back, make you sell your soul.
Geçmişinin yokolup gitmesi, ruhunu satmana sebep oluyor.
Like a lung that's filled with coal, suffocatin' slow.
Korla dolu bir ciğer gibi, yavaşca boğuluyor.
The wind blows wild and I may move,
Rüzgar vahşice esiyor ve ben hareket etmeliyim,
The politicians lie and I am not fooled.
Politikacılar yalan söylüyorlar ben aptal değilim
You don't need no reason or a three piece suit to argue the truth.
Sebebe ihtiyacınız yok üç tane tüfek gerçege karşı gelmeye yeter.
The air on my skin and the world under my toes,
Tenime değen hava ve ayaklarımın altındaki dünya,
Slavery stitched into the fabric of my clothes,
Kölelik giysilerimin dikişlerine işlenmiş,
Chaos and commotion wherever I go, love I try to follow.
Kargaşa ve telaş gittiğim heryerde , sevgi takip etmeye çalıştığım şey.
Love will come set me free
Sevgi gelecek ve beni özgür bırakacak
Love will come set me free, I do believe
Sevgi gelecek ve beni özgür bırakacak, inanıyorum
Love will come set me free, I know it will
Sevgi gelecek ve beni özgür bırakacak, olacak biliyorum
Love will come set me free, yes.
Sevgi gelecek ve beni özgür bırakacak,evet.
There ain't no reason things are this way.
Herşeyin böyle olması için bir sebep yok.
Its how they always been and they intend to stay.
Herzaman oldugu gibiler ve böyle kalmaya niyetliler.
I can't explain why we live this way,we do it everyday.
Açıklayamam neden bu şekilde yaşadıgımızı,bunu neden yaptığımızı