Passi:
On ne choisit ni son origine, ni sa couleur de peau.
İnsan ne soyunu seçer ne de derisinin rengini
Comme on rêve d'une vie de château, quand on vit le ghetto.
Gettoda yaşadığımız zaman şatodaki hayatı hayal ederiz.(1)
Naître l'étau autour du cou comme Cosette pour Hugo.
Hugo'ya göre Cosette gibi boynunda bir mengene ile doğmak(2)
Être en treillis dans le conflit et prier le Très-Haut.
Çatışmada savaş kıyafetini giymek ve Tanrı'ya dua etmek
Fils du C.O.N.G.O. cette haine j'ai au
Kongo'nun evladı,mikrofonda sahip olduğum
M.I.C.R.O. J'ai l'poids des mots.
Bu nefret.Kelimelerin ne ifade ettiğini biliyorum
Sortir d'en bas, rêver de déchirer ce tableau
Alt sınıftan çıkmak; silahtan,gözyaşlarından
Fait d'armes, de larmes,
Kandan ve hıçkırıktan yapılmış olan
Fait de sang et sanglots.
Bu resimi yırtmayı hayal etmek
Calogero:
Face à la mer
Denize karşı
J'aurais dû grandir;
Büyümüş olmalıydım
Face contre terre
Yüzüm toprağa dönük
J'aurais pu mourir.
Ölebilirdim
Je me relève,
Ayağa kalkıyorum
Je prends mon dernier rêve.
Son hayalimi yanıma alıyorum
Passi:
Tous deux la même dalle
Her ikimizde aynı tutku
Et tous deux déçus.
Ve her ikimizde de hayal kırıklığı
Calogero:
Je prends mon dernier rêve.
Son hayalimi yanıma alıyorum
Passi:
La sécheresse sur une terre où on ne cesse de semer,
Durmadan ektiğimiz topraktaki kuruluk,sertlik
Tristesse dans des yeux qui ne peuvent pleurer.
Ağlayamayan gözlerdeki hüzün
J'ai beaucoup de rêves lointains, je me suis tant rebellé,
Pek çok uzak hayallerim var,o kadar çok karşı çıktım
J'ai bu beaucoup de baratin et ça m'a trop saoulé.
Çok zevzeklik ettim ve bu da beni sersemletti
Dans la vie y a les tapes au fond et les tapes à côté,
Hayatta başarılar da var başarısızlıklar da
Les "T'as pas un euro ?" ou la tape à l'arrachée,
'Bir euro'nuz yok mu ?' diyenler de var kapkaççılar da
Y a l'État, les RMistes, les "t'as qu'à taffer".
Devlet var,yardıma muhtaçlar da var,çalışmaya mecbur olanlar da
Si t'es en bas, faut cravacher, t'as qu'à pas lâcher.
Alt tabakadaysan sıkı çalışmak gerek,gevşetmemelisin
T'as pas connu ça, toi, l'envie d'empocher les patates,
Paraları cebe indirme arzusunu duymadın mı
Être à gauche, droite, face à la mer, loin des galères ?
Sağcı veya solcu olmak,denize karşı,sorunlardan uzakta
T'as pas connu ça, l'envie de t'en sortir, distribuer des patates,
Paraları dağıtma ve yakanı kurtarma arzusunu duymadın mı
Des gauches, droites, avec un air patibulaire ?
Güven vermeyen bir havası olan sol partiler,sağ partiler
(Calogero)
Face à la mer
Denize karşı
J'aurais dû grandir;
Büyümüş olmalıydım
Face contre tere
Yüzüm toprağa dönük
J'aurais pu mourir.
Ölebilirdim
Je me relève,
Ayağa kalkıyorum
Je prends mon dernier rêve.
Son hayalimi yanıma alıyorum
(Passi)
Tous deux la même dalle
Her ikimizde aynı tutku
Et tous deux déçus.
Ve her ikimizde de hayal kırıklığı
Calogero:
Je prends mon dernier rêve.
Son hayalimi yanıma alıyorum
Face à la mer
Denize karşı
C'est toi qui résistes;
Karşı koyan sensin
Face contre tere
Yüzün toprağa dönük
Ton nom sur la liste.
Adın listede
De tout ton être,
Bütün varlığınla
Cité à comparaître.
Ortaya çıkmaya çağrılmışsın
(Passi)
C'est l'histoire de cette plume qui s'étouffe dans le goudron,
Katranda boğulan bu kuş tüyünün hikayesidir bu
D'cette matière grise dont le pays n'a pas fait acquisition,
Ülkenin kazanç sağlamadığı bu gri maddenin (beynin) hikayesidir
On se relève, on repart à fond, on vise le Panthéon,
Ayağa kalkıyoruz,yeniden başlıyoruz ve Pantheon'u amaçlıyoruz(3)
J'en place une à ceux qui en ont, qui rêvent consécration.
Kutsanmayı hayal edenlere,bu hayale sahip olanlara bir yer veririm
La dalle, la gnaque, je l'ai comme mes potes l'ont.
Ahbaplarımda olduğu gibi bende de tutku ve saldırganlık var
On veut toucher le ciel étoilé sans baisser le pantalon.
Küçük düşürülmeden yıldızlı gökyüzüne dokunmak istiyoruz
Trop peu bonnes fées et trop de cendrillons.
Çok az iyi peri ve çok fazla Külkedisi var
Calo-Passi 2.0.0.4. action.
Calogero- Passi 2004 aksiyon
(Calogero)
Face à la mer
Denize karşı
J'aurais dû grandir;
Büyümüş olmalıydım
Face contre tere
Yüzüm toprağa dönük
J'aurais pu mourir.
Ölebilirdim
Je me relève,
Ayağa kalkıyorum
Je prends mon dernier rêve.
Son hayalimi yanıma alıyorum
(Passi)
Tous deux la même dalle
Her ikimizde aynı tutku
On est tous deux déçus
Ve her ikimizde de hayal kırıklığı
(Calogero)
Je prends mon dernier rêve
Son hayalimi yanıma alıyorum
(Passi)
Tous deux la même dalle,
Her ikimizde aynı tutku
On vise tous deux au-dessus
Her ikimiz de yukarıyı hedefliyoruz
(Calogero)
Je prends mon dernier rêve
Son hayalimi yanıma alıyorum
(Passi)
On ne choisit ni son origine, ni sa couleur de peau.
İnsan ne soyunu seçer ne de derisinin rengini
Comme on rêve d'une vie de château, quand on vit le ghetto.
Gettoda yaşadığımız zaman şatodaki hayatı hayal ederiz
Naître l'étau autour du cou comme Cosette pour Hugo.
Hugo'ya göre Cosette gibi boynunda bir mengene ile doğmak
Être en treillis dans le conflit et prier le Très-Haut.
Çatışmada savaş kıyafetini giymek ve Tanrı'ya dua etmek
Fils du C.O.N.G.O. cette haine j'ai au
Kongo'nun evladı,mikrofonda sahip olduğum
M.I.C.R.O. J'ai l'poids des mots.
Bu nefret.Kelimelerin ne ifade ettiğini biliyorum
Face à la mer
Hepimiz denize karşı
On veut tous grandir.
Büyümek isteriz
Calo-Passi,
Calogero ve Passi
Trop jeunes pour mourir.
Ölmek için çok gençler
Dipnotlar:
1-Getto : Bir şehirde, herhangi bir azınlığın
kötü şartlarda yaşamak zorunda kaldıkları mahalle.
2-Yazar Victor Hugo'nun 'Sefiller' adlı romanında
adı geçen Cosette adındaki kızı kastediyor.'Boynunda
bir mengene ile doğmak' ifadesi doğuştan başlayıp insanın
ömür boyu yakasını kurtaramadığı kötü kader anlamına geliyor.
3-Pantheon : Paris'te,önemli fransız aydınların gömülü olduğu
anıt mezar.
Çeviren : Ahmet Kadı