he scent that you left on my pillow,
Yastığımda bıraktığın koku.
The sound of your heart beatin' with mine.
Kalp atışının sesi benimkiyle aynı.
The look in your eyes like a window,
Gözlerin bir pencere gibi bakıyor.
the taste of your kiss soaked in wine.
Öpücüğün şarabın tadına saklanmıştı.
Every little thing, I remember every little thing.
Her küçük şey, her küçük şeyi hatırlıyorum.
The high, the hurt, the shine,
Yüksekliğin, acının, parlaklığın
the sting of every little thing.
Sızının her küçük ayrıntısını.
I guess you forgot what you told me,
Sanırım bana ne dediğini unuttun.
Because you left my heart on the floor.
Çünkü kalbimi yerde bıraktın.
Baby, your ghost still haunts me;
Bebeğim, hayaletin hala beni rahatsız ediyor.
but, I don't want to sleep with him no more.
Ama artık onunla uyumak istemiyorum.
Every little thing, I remember every little thing.
Her küçük şey, her küçük şeyi hatırlıyorum.
The high, the hurt, the shine,
Yüksekliğin, acının, parlaklığın
the sting of every little thing.
Sızının her küçük ayrıntısını.
I remember every little thing.
Her şeyi hatırlıyorum.
The high, the hurt, the shine the sting.
Yüksekliğin, acının, parlaklığın, sızının
Every little thing.
Her küçük detayını.
They say time is the only healer;
Zamanın tek şifacı olduğunu söylerler.
God - I hope that isn't right,
Tanrım, umarım doğru değildir.
'Cause right now I'd die;
Çünkü şu an öleceğim
to not remember every little thing.
Her şeyi hatırlamamak için.
I remember every little thing,
Her şeyi hatırlıyorum.
The high, the hurt, the shine,
Yüksekliğin, acının, parlaklığın
the sting of every little thing.
Sızının her küçük ayrıntısını.
I remember every little thing,
Her şeyi hatırlıyorum.
I'm haunted by the memories of every little thing;
Her küçük detayın hatıraları beni rahatsız ediyor.
The high, the hurt, the shine, the sting... Every little thing.
Yüksekliğin, acının, parlaklığın, sızının... Her küçük şeyin.