You take the skyway, high above the busy little one-way
Gökyüzünü alıyorsun, daha yukarısında, meşgul küçük bir tek yön
In my stupid hat and gloves, at night I lie awake
Aptal şapkamda ve eldivenlerimde, gece uyanık yatıyorum
Wonderin' if I'll sleep
Uyuyabilecek miyim merak ediyorum
Wonderin' if we'll meet out in the street
Caddede karşılaşacak mıyız merak ediyorum
But you take the skyway
Ama gökyüzünü alıyorsun
It don't move at all like a subway
Bir metro gibi hiç hareket etmiyor
It's got bums when it's cold like any other place
Berbat oluyor, diğer yerler gibi soğuk olduğunda
It's warm up inside
İçerisi sıcak
Sittin' down and waitin' for a ride
Oturuyorum ve bir sürüş bekliyorum
Beneath the skyway
Gökyüzünün altında
Oh, then one day, I saw you walkin' down that little one-way
O zaman bir gün, küçük tek yönde yürüdüğünü gördüm
Where, the place I'd catch my ride most everyday
Her güngezintimi yakaladığım yerde
There wasn't a damn thing I could do or say
Yapabileceğim ya da söyleyebileceğim bir şey yok
Up in the skyway
Gökyüzünün yukarısında
Skyway
Gökyüzü
Skyway (skyaway)
Gökyüzü