A showdown, somewhere in the northern quarter
You showed up, I knew I had to stay awhile
Then you took my emotions and drank them like wine
Now take a hold of my body, I've been waiting all night
Kuzey mahallesinde bir yerde bir hesaplaşma
Sen geldin, bir süre kalmam gerektiğini biliyordum
Sonra duygularımı aldın ve onları şarap gibi içtin
Şimdi vücuduma tutun, bütün gece bekliyordum
‘Cause every time I see a forest, I think of you
There's something about the bluebells of spring, take me back to your room
And every time I see your face, I wanna cry, I don't know why
There's a beauty that I see in you that is blind to your eyes
There's a happiness I get from you, it's so cruel, so cruel
‘Cause one day, we all have to say goodbye
Çünkü her orman gördüğümde seni düşünüyorum
Baharın bluebell'leriyle ilgili bir şey var, beni odana geri götür
Ve yüzünü her gördüğümde ağlamak istiyorum, neden bilmiyorum
Gözlerine özgü olan sende gördüğüm bir güzellik var
Senden aldığım bir mutluluk var, çok acımasız, çok acımasız
Çünkü bir gün hepimiz hoşçakal demek zorundayız
Light up, every room and every hallway, yeah you
You light up, every corner of the mind
Sitting in your kitchen, drinking all your wine
We talked about aliens and maybe I could be your wife
Her odayı ve her koridoru aydınlatıyorsun, evet sen
Sen aydınlanıyorsun aklın her köşesi
Mutfağında oturup bütün şarabını içtik
Uzaylılar hakkında konuştuk ve belki ben senin karın olabilirim
Oh, now every time I see a forest, I think of you
There's something about the bluebells of spring, take me back to your room
And every time I see your face, I wanna cry, I don't know why
And there's a beauty that I see in you that is blind to your eyes
And there's a happiness I get from you, it's so cruel, so cruel
‘Cause one day, we all have to say goodbye
Çünkü her orman gördüğümde seni düşünüyorum
Baharın bluebell'leriyle ilgili bir şey var, beni odana geri götür
Ve yüzünü her gördüğümde ağlamak istiyorum, neden bilmiyorum
Gözlerine özgü olan sende gördüğüm bir güzellik var
Senden aldığım bir mutluluk var, çok acımasız, çok acımasız
Çünkü bir gün hepimiz hoşçakal demek zorundayız
Now every time I see a forest, I think of you
There's something about the bluebells of spring, take me back to your room
Oh now, now every time I see your face, I wanna cry, I don't know why
Oh, there's a beauty that I see in you that is blind to your eyes
Oh yeah, there's a happiness I get from you, so cruel, so cruel, eh
Because one day, we all have to say goodbye
Çünkü her orman gördüğümde seni düşünüyorum
Baharın bluebell'leriyle ilgili bir şey var, beni odana geri götür
Ve yüzünü her gördüğümde ağlamak istiyorum, neden bilmiyorum
Gözlerine özgü olan sende gördüğüm bir güzellik var
Senden aldığım bir mutluluk var, çok acımasız, çok acımasız
Çünkü bir gün hepimiz hoşçakal demek zorundayız