I'm sorry if I speak about me too much
I'm sorry that your illness is a sub-sequential reason you don't eat too much, oh
It's obvious we drink too much
I'm sorry that your father never loved you
And you saw your mother on the TV too much
Kendim hakkında çok konuşuyorsam üzgünüm
Hastalığının çok fazla yemek yememenin sebebi olduğu için üzgünüm
Çok içtiğim bariz
Baban seni hiç sevmediği için
Ve anneni TV'de çok fazla gördüğün için üzgünüm
You should pop a bottle again
Maybe buy a couple bars
Take them all with your friends, yeah
And I don't even wanna pretend
Shoulda listened when they told me it's a means to and end, yeah
And now I'm all on the fence
I was only nineteen with a lack of respect
Bir şişe daha ateşlemelisin
Belki birkaç tane daha almalısın
Hepsini arkadaşlarınla al, evet
Bitmesi gerektiğini söylediklerinde dinlemliymişim gibi
Davranmak istemedim
Ve şimdi tamamen kararsızım
Sadece, saygı yoksunu bir on dokuzdum.
And then she threw up again
Said she didn't, but you know I'm reading through it again
Ve sonra tekrar kustu
Kusmadığını söyledi ama tekrar okuduğumu biliyorsun
Don't choose
If you love it then you cut the thing loose, yeah
Dark room
Indecisive so you know I can't move, yeah
Seçme
Seviyorsan olayı serbest bırak, evet
Karanlık od
Kararsızım, bu yüzden biliyorsun ki hareket edemem, evet
You too
You too, now
It's hard for me to end the conversation
With 'I love you” when I know it's not true, no
Sen de
Sen de, şimdi
Sohbeti, gerçek olmadığını bildiğim halde
”Seni seviyorum” ile bitirmek benim için zor, hayır
Terrified by thoughts of getting close to you
Justify my terror when we talk it through
Find somebody else to cure the pain, for now
Pop another pill and help your brain calm down
Sana yaklaşma düşüncesinden korkuyorum
Bunu konuştuğumuzda korkumu haklı çıkar
Acını iyileştirecek başkasını bul, şimdilik
Başka bir hap daha ateşle ve beyninin sakinleşmesine yardım et
Then she fell down the stairs, yeah
Sonra merdivenlerden düştü, evet
So take it to the basics
No love, she was hopin' I could change it
Never been the one to pick favorites
Favoritism isn't something I relate with well
Öyleyse basitten al
Aşk yok, değiştirebilmemi umuyordu
Hiç en'leri seçen olmadım
Kayırmak hiç ilgi alanım olmadı
So way to make a statement
I was only tryna start a conversation
She was under the assumption I was famous
Knew she had a heart
Didn't know that I would break it off
Öyleyse beyan etme yolundayım
Sadece bir sohbet başlatmaya çalışıyordum
Ünlü oluşumun büyüsü altındaydı
Bir kalbi olduğunu biliyordum
Kıracağımı bilmiyordum
Don't choose
If you love it then you cut the thing loose, yeah
Dark room
Indecisive so you know I can't move, yeah
Seçme
Seviyorsan olayı serbest bırak, evet
Karanlık od
Kararsızım, bu yüzden biliyorsun ki hareket edemem, evet
You too
You too, now
It's hard for me to end the conversation
With 'I love you” when I know it's not true, no
Sen de
Sen de, şimdi
Sohbeti, gerçek olmadığını bildiğim halde
”Seni seviyorum” ile bitirmek benim için zor, hayır
(You too)
You know it's you too
It's always you too, now
(Sen de)
Sen de sen olduğunu biliyorsun
Her zaman da sendin, şimdi
It's hard for me to end the conversation
With 'I love you” when I know it's not true, it's not true, babe
(You too, you too)
Sohbeti, gerçek olmadığını bildiğim halde
”Seni seviyorum” ile bitirmek benim için zor, bebeğim
(Sen de, sen de)