I don't need your sympathy
acımana ihtiyacım yok
There's nothing you can say or do for me
benim için söyleyebileceğin yada yapabileceğin hiçbirşey yok
And I don't want a miracle
ve bir mucizede istemiyorum
You'll never change for no one
asla kimse için değişmeyeceksin
And I hear your reasons why
ve nedenlerini duyuyorum
Where did you sleep last night?
geçen gece nerede uyudun?
And was she worth it, was she worth it?
ve o buna değermiydi, o buna değermiydi?
[Nakarat]
I'm strong enough to live without you
sensiz yaşayabilcek kadar güçlüyüm
Strong enough and I quit crying
yeterince güçlüyüm ve ağlamayı bırakıyorum
Long enough now I'm strong enough
To know you gotta go
yeter bukadar, gitmen gerektiğini bilecek kadar güçlüyüm
[Nakarat] - 2
There's no more to say
söyleyecek başka birşey yok
So save your breath and walk away
artık nefesini boşa tüketme ve yoluna git
No matter what I hear you say
ne söylediğini duymam önemli değil
I'm strong enough to know you gotta go
gitmen gerektiğini bilecek kadar güçlüyüm
So you feel misunderstood
yani kendini yanlış anlaşılmış hissediyorsun
Baby have I got news for you
bebeğim, sana haberlerim var
On being used, I could write the book
kullanılmak üzerine bir kitap yazabilirdim
But you don't wanna hear about it
fakat duymak bile istemezdin
'Cause I've been losing sleep
bu yüzden uykularım kaçtı
And you've been going cheap
ve sen git gide değersizleştin
And she ain't worth half of me it's true
ve bu bir gerçektir ki, o benim yarım kadar etmezdi
I'm telling you, that
sana söylüyorum ki
[Nakarat]
Come hell or waters high(bu bir deyim dir, birebir tercüme edilmez, anlamı:)
Dünya tersine dönse
You'll never see me cry
beni asla ağlarken göremeyeceksin
This is our last goodbye, it's true
Şu bir gerçektir ki, bu son vedalaşmamız
Now,I'm telling you
şimdi, sana söylüyorum
[Nakarat]
[Nakarat] - 2
[Nakarat]
[Nakarat] - 2