You said at the party that I was too drunk
I told you I liked you, you said, 'Sober up”
But why would I lie? It's so clear, I'm in love
With you
A tense conversation, you like someone else
I say, 'If I waited, could that maybe help?”
You told me the patience won't change how you felt
For me
Partide çok sarhoş olduğumu söyledin
Senden hoşlandığımı söyledim sana , sen ise ” Kendine gel” dedin
Ama neden yalan söyleyeyim ki ? Sana aşık olduğum çok belli
Gergin bir konuşma oldu, başka birini seviyormuşsun
'Eğer beklersem bu hislerinin değişmesine yardımcı olur mu ?” Diye sordum
Sabretmemin bana karşı olan hislerini değiştirmeyeceğini söyledin
So I'll stop being pretentious, and loathing our friendship
You taught me a lesson, that love isn't precious
It's not like the novels, no Pride and Prejudice at all
Öyleyse gösterişçi olmayı bırakacağım ve arkadaşlığımızdan nefret edeceğim
Bana bir ders verdin , aşkın pek de kıymetli olmadığı hakkında
Gerçek aşk romanlardaki gibi değil, Gurur ve Önyargı ile hiç alakası yok
So I'll just take a footnote in your life
And you could take my body ?very line
I would write for you, but a footnot? will do
A footnote will do
Bu yüzden hayatında sadece bir dipnot olarak yer alabilirim
Ve istersen tüm bedenimi alabilirsin
Senin için satırlaca yazabilirdim ama artık sadece bir dipnot olarak yazacağım
Bir dipnot olarak yazacağım
We ate at a restaurant, the host said we're cute
They think we're a couple, they bought us some booze
We shared the Moscato and laughed 'cause it's true
To me (Me)
Oh, and I'd be embarrassed if I weren't so pleased
That everyone else sees what you never see
We're perfect together but I'll never be the one
Bir restoranda yemek yiyorduk ve restoran sahibi birlikte çok sevimli olduğumuzu söyledi
Bir çift olduğumuzu düşündüler ve ikimize biraz içki ısmarladılar
Moscato'yu paylaştık ve güldük, çünkü bu bana göre doğruydu (çift olmamız)(Moscato: Tatlı bir İtalyan şarabı)
Ah, herkesin senin hiçbir zaman görmediğini görmesine bu kadar memnun olmasaydım utanırdım
Beraber mükemmeliz ama asla sevdiğin kişi olmayacağım
So I'll stop being pretentious, and loathing our friendship
You taught me a lesson, that feelings are reckless
It's just like the novels, side characters end up alone
Öyleyse gösterişçi olmayı bırakacağım ve arkadaşlığımızdan nefret edeceğim
Bana bir ders verdin , duyguların korkusuz olduğu hakkında
Tıpkı romanlar gibi, yan karakterler yalnız kalıyor
So I'll just take a footnote in your life
And you could take my body every line
I would write for you, but a footnote will do
A footnote will do
A footnote will do
Bu yüzden hayatında sadece bir dipnot olarak yer alabilirim
Ve istersen tüm bedenimi alabilirsin
Senin için satırlaca yazabilirdim ama artık sadece bir dipnot olarak yazacağım
Bir dipnot olarak yazacağım
Bir dipnot olarak yazacağım
Please, don't forget me
Forget me (A footnote will do)
Please, don't forget me
Forget me (A footnote will do)
Please, don't forget me
Forget me (A footnote will do)
Please, don't forget me
Forget me (A footnote will do)
A footnote will do
Forget (A footnote will do)
A footnote will do
Lütfen, beni unutma
Beni unut (Bir dipnot olarak yazacağım)
Lütfen, beni unutma
Beni unut (Bir dipnot olarak yazacağım)
Lütfen, beni unutma
Beni unut (Bir dipnot olarak yazacağım)
Lütfen, beni unutma
Beni unut (Bir dipnot olarak yazacağım)
Lütfen, beni unutma
Beni unut (Bir dipnot olarak yazacağım)
Bir dipnot olarak yazacağım