He's a real live wire
--O gerçek canlı bir tel
He's the best of his kind
--O kendi türünün en iyisi
Wait till you see those eyes
--O gözleri görene dek bekle
He dresses like this different scene
--O bu farklı sahne gibi giyinir
He'll kiss you make you feel sixteen
--Onun öpüşü seni altındaymışsın gibi hissettirir
What's it even mean?
--Bu ne anlama gelir?
Are you here
--Sen burda mısın
Are you here
--Sen burda mısın
Are you here, cause my heart recalls that
--Sen burda mısın, benim kalbim bunu hatırladığı için
It all seems the same
--O tamamen aynı görünüyor
It all feels the same
--O tamamen aynı hisseder
Pick me up
--Beni kaldır
It's hard to recall the taste of summer
--Yazın güzelliği hatırlamak zordur
When everywhere around, the chill of winter
--Her yerde, kış çocuğu olduğunda
It gets so far away
--Daha da uzaklaşıyor
Are you here
--Sen burda mısın
And he comes to lay me down in a garden of tuberose's
--Ve o beni iyi bakımlı güllerin olduğu bahçeye yatırmaya gelir
When he comes around there's nothing more to imagine
--O buralara geldiğide hayal edecek daha fazla şey yoktur
Just tuberose's
--Sadece iyi bakımlı güller
Tuberose's
--iyi bakımlı güller
Are you here
--Sen burda mısın
Are you here
--Sen burda mısın
Are you here, cause my heart recalls that
--Sen burda mısın, benim kalbim bunu hatırladığı için
All seems like
--Tamamen gibi görünür
All looks like
--Tamamen benzer
It all feels like
--O tamamen gibi hisseder
It tasted like
--O gibi tadı vardır
Tasted
--Tadı var
Tasted like
--Gibi tadı vardır
When he comes to lay me down in a garden of tuberose's
--O beni iyi bakımlı güllerin bahçesine yatırmaya geldiğinde
When he comes around there's nothing more to imagine
--O buralara geldiğide hayal edecek daha fazla şey yoktur
Just tuberose's
--Sadece iyi bakımlı güller
Tuberose's
--iyi bakımlı güller
Wait till you see those eyes
--O gözleri görene dek bekle