Bury the bells
Between two mountains
The big trees on the other side
With illuminated leaves shout
I can say nothing
You've been uprooted
It's time to take another road
I will kiss the mouth of reality's face
I will annihilate my hiding place
I will fade into the rising smoke
I hear the lion's roar
Animals are something invented by plants to move seeds around
An extremely yang solution to a peculiar problem which they faced
Now I must take their medicine
I will sharpen the tone on the angel's tongue
And wield a blow to unreality's front
Illusions flow out from this mortal wound
As I wake to the sound of the lion's roar
And from your throat you
You sing to me your secrets
A proclamation
That everything, everything is workable
No resistance
A pathway to the heart
In you I know
How I am born
I hear the lion's roar
Çanları gömün
İki dağ arasına
Diğer taraftaki büyük ağaçlar
Işıklı yapraklarla haykırıyor
Hiçbir şey söyleyemem
Sökülmüştün
Başka yola çıkma vakti
Gerçekliğin yüzünün ağzını öpeceğim
İnimi yok edeceğim
Yükselen dumana karışacağım
Aslanın kükreyişini duyuyorum
Hayvanlar bitkilerden oluşmuş birşeydir
Tohumların hareket etmeleri için
Aşırı derecede bir *yang çözeltisi
Yüzleştikleri, tuhaf bir problem için
Artık ilaçlarını almalıyım
Meleğin dilindeki taşı bileyip
Hakikatsizliğin yüzüne bir darbe vuracağım
Yanılsamalar ben aslanın kükremesini fark ederken
Ölümcül yaralardan dışarı akıyor
Boğazından sırlarını
Bana söylüyorsun sen
Herşeyin, ama herşeyin
Elverişli olduğunun bir ilanı bu
Direniş yok
Kalbe doğru giden bir yola
Sende nasıl doğduğumu
Biliyorum
Aslanın kükreyişini duyuyorum