Labyrinth of time...
Mine alone for now and ever more
(I'm all alone...)
Zaman labirenti
Yalnızlığım...şimdilik ve sonsuza kadar
(Yapayalnızım)
...and I flew
above sepulchral monoliths,
nebulously dancing beneath the dew
(Of morning, in ye twilightland of old)
Abiding teardrops borne by thorns
thine fragments I twine true
(In mourning, stream adorned in rage untold)
….Ve uçtum
Mezar taşları üstünde
Sabah çiyinin altında belli belirsiz dans ederek
(Eskiden kalma alacakaranlık diyarında)
Dikenlerden doğmuş sonsuz gözyaşları
Senin parçalarını doğru sararım
(Kederli akarsu dile getirilmemiş bir öfkeyle donatılmış)
...flow adorned in rage untold
Eternal - forever - more
And they'll forever grow
and hold in heart what springs anew
….Dile getirilmemiş bir öfkeyle aktı
Sonsuz - ebedi – daha fazlası
Ve durmaksızın büyüyecekler
yeniden çıkan şeyi kalpte tutacaklar
From the shadows glades unwitnessed
which light the flames
from deep within where we all grew
...Everlasting ember-glow
Ateşleri yakan
Görülmemiş şekillerden,alanlardan
Derinden hepimizin büyüdüğü yerde
Hiç bitmeyen kor-sıcaklık
Labyrinth of Time,
in harmony confined
Zaman labirenti,
Ahenk içinde kuşatılmış
Thus the dark heat from
beyond the stars
engulfed a world of fear still robed in ice
A throne in fire dies...
Pulsating through the skies
Böylece yıldızların ötesinden gelen
koyu sıcaklık ,hala buzlarla çevrili korku
dünyasını içine çekti
Alev içinde bir taht yitip gidiyor
Gökler boyunca ahenkle dolaşarak
He who wore the gown
shall drown the "Reich of tears" in cries
Enthroned in fire dies...
A kingdom's last demise
O,Cübbe giymiş olan
'Gözyaşlarının imparatorluklarını” feryatlarla boğacak
Tahta oturtulmuş,alevler içinde ölüyor
Birkrallıığn son ölümü
And I know...
The ardent hearth midst life and death
won't end my journey morrowless
(I won't laugh in mirth all sorrowless)
Ve bilirim...
Yaşam ve ölümün ortasında yer alan ateşli ocak
Yarını olmayan yolculuğumu bitirmeyecek
(Gülmeyeceğim neşeyle, tamamen kedersiz olarak)
Come, fly afloat on a wave of emotions,
of crestfallen scorn
Oh, this my whirlwind of darkness
a tide I once lulled but alas now withdrawn
Gel,uç su üzerinde...duyguların
Kederli bir hor görmenin dalgasında
Ah,bu benim karanlıktan kasırgam
Bir zamanlar yatıştırdığım bir gelgit ama ne yazık ki şimdi kabuğuna çekildi
Now...hand in hand with sorrow
towards the still, perpetual seas
Into the tranquil depths of solitude
in bliss my spirit flees
Simdi kederle birlikte el ele
Durgun,bitmez tükenmez denizlere doğru...
Yalnızlığın huzurlu derinliklerine
Neşe içinde ruhum kaçıp gider
Through the wind I will go
To my twilightland, alone
Where sanctuary is mine
Within my throneworld, my labyrinth of time
Rüzgar vasıtasıyla gideceğim
alacakaranlık diyarıma,tek başıma
Sığınağın benim olduğu yere
Hakimiyet dünyamın, zaman labirentimin içine
And he who is the God
of an infinite shape and faces,
ever weaving fates of life
upon the pattern of his traces
In the Golden Dawn of Winter
he'll stand risen from the night
in serenity all solemn,
clad in moonlight's milky white
Ve o sonsuz şekil ve yüzlerin
Tanrısı olan,
Yaşamın kaderlerini daima ören...
İzlerinin şekli üzerinde
Kışın altın şafağında
Geceden doğmuş halde ayakta duracak
Sükunet içinde tamamen vakur
Ay ışığının süt beyazlığıyla örtülmüş halde
Through the wind I will go
To my twilightland, alone
Where sanctuary is mine
Within the hands of this labyrinth of time
Rüzgar vasıtasıyla gideceğim
alacakaranlık diyarıma,tek başıma
Sığınağın benim olduğu yere
Bu zaman labirentinin ellerinde
Labyrinth of time...
Eternal - forever - more
Time...infinity of mind
Divinity of life
Zaman labirenti
Sonsuz- nihai- daha fazlası
Zaman… Aklın sonsuzluğu
Yaşamın kutsallğı
Labyrinth of time
In harmony confined
Zaman labirenti
Duvarları ahenkle örülmüş
Burn - upon my
Might - by my
Command - into the fire
Yan- Üzerimde
Kuvvet– yanımda
Hükmet – ateşe
Your throne of fire fell...
Bestowed upon your Hell
Burnt shall be your
"Might", and your
command shan't drown my fire
(...My Faeryland Forgotten)
...Mine alone for now and ever more
Ateşten tahtın yıkıldı
Cehenneminin üzerinde bağışlandı
Yanmış olan senin 'gücün” olacak
ve senin hakimiyetin ateşimi suda boğmayacak
(...Perili ülkem unutuldu)
….Yalnızlığım şimdilik ve sonsuza kadar
Çeviren:Şafak YALÇIN