A shimmer trace of divinity lost
Kutsallığın parıltılı izi kayboldu
In the beckoning midnight vault
işaretle çağıran gece yarısı mahzeninde
(We are) lulled within the wake
Soğuk bir Kasımın akşam karanlığı
of a cold November's nightfall
Girdabının içinde uyuştuk
Nightfall...
Akşam karanlığı…
A communion of life and eternity,
Yaşam ve sonsuzluğun birliği
Of Races scattered in the depths
Evrensel karanlığın
Of the universal dark
Derinlerinde yayılmış ırkların
Above us minds went sailing free
Üzerimizde akıllar serbestçe denize açıldı
And blossomed in the vast nocturnal sea
Ve engin gece denizinde canlandı
Paragon of beauty,
Güzelliğin en kamil örneği
Oh, spark of Creation;
Ey, yaratılışın belirtisi
We march to the rhythm of the Night
Gecenin ritmine göre yürüyoruz
Starborn flew the Dove of Man
Yıldızda doğan insanın güvercini
In the eventide of life,
Mucizeleri,ışıkla
Whose wonders crowned
Geçmiş günlerimizi taçlandıran
Our yesterdays with light
Hayatın akşamında uçtu
Fire - Earth - Water – Wind
Ateş – Toprak – Su – Rüzgar
We lived beneath the waning moon of truth
Hakikatin küçülen ayı altında yaşadık
And danced in hunger for the powermind of Youth
Ve gençliğin güçlü aklı için açlık içinde dans ettik
Like the dark to a dying Flame;
Karanlık gibi sönen bir aleve doğru
Sweepingly embracing its grieving remains
Matemli kalıntılarını geniş bir şekilde kuşatan
Defiantly blazing the black that awaits
Cüretkar bir şekilde alevlenen bekleyen karanlık
Counting the days 'til the new Age awaits
Yeni çağ hazır oluncaya kadar günleri sayıyor
Times' lustful cyclones arise,
Zamanların azgın kasırgaları ortaya çıkar
Piercing the fairest of Skies
Göklerin en güzelini delip geçen
In elysian awakening of spiritual glory
Manevi bir şan ve şerefin ilahi uyanışında
We see what our history belies
Tarihimizin yanılttığı şeyi görürüz
Meadows of Asphodel
Ruhların ölüm sonrası hayata gönderildiği yer
Burning in the hunted dawn
Kovalanan şafakta yanıyor
Tragedies die among fiery flames
Bilgeliğin odunları kesilirken
As the firewood of Wisdom is sawn
Trajediler kızgın alevler içinde sona erer
Our Guardians were blind
Gardiyanlarımız kördü
My lightbringer ephemeral
Benim,kısa ömürlü ışık getirenim
Within the heart of all;
Herkesin kalbinin içinde
A cold and dusky melancholy night,
Soğuk ve ışıksız hüzünlü bir gece
as ever sullied the fair face of light
Hayat tohumlarını toz oluncaya kadar öğüttükleri
Whose seeds of life they grind to dust
Işığın beyaz tenli yüzü gitgide kirlenirken
of vapour is our mind
Aklımız dumanlıdır
...evermore
...daima
Paragon of beauty,
Güzelliğin en kamil örneği
Oh, spark of Creation;
Ey, yaratılışın belirtisi
We march to the rhythm of the Night
Gecenin ritmine göre yürüyoruz
Nightfall by the shore of time,
Zamanın kıyısında akşam karanlığı
A tidal wave of fire and woe
Ateş ve kederden bir med cezir dalgası
Swept away with the last of life
Hayatın sonuyla birlikte alıp götürdü
The core of the enigma as bestowed
Bilmecenin özü verildiği için
Our crystal spirits melt to flow
Bizim kristal ruhlarımız akıntıya karışır
The mountainside along
Dağın yamacı boyunca
To join as one with seas of old
Eskiden kalma denizlerle tek olarak katılmak için
In symbiotic songs:
Ortak şarkılarda:
"Communion... Within the Oversoul of the Universe"
'Birlik...evrenin üstün ruhu içinde”
We are but fragment of Eternity,
Biz sadece sonsuzluğun küçük bir parçasıyız
Pale shadows of what we'll once be
Bir kez olacağımız şeyin solgun gölgeleriyiz
In life's outer regions
Hayatın dışındaki bölgelerde
I will find the foremost Tranquility
En önemli huzuru bulacağım
Chanting the odes of Magonia
Magonia'nın kasidelerini söyleyerek
A soulstream in flight to the Otherworld
Öteki dünyaya uçuşta bir ruh akıntısı
To the Otherworld
Öteki dünyaya
Çeviren:Şafak Yalçın