I took this walk to ease my mind
Aklımı yatıştırmak için yürüyüşe çıktım
To find out what's gnawing at me
Beni kemiren şeyi bulmak için
Wouldn't think to look at me
Geri bakmayı düşünmedim
That I've spent a lot of time in education
Eğitimime çok zaman harcadım
It all seems so long ago
Hepsi uzun zaman önce gibi
I'm a thinker, not a talker
Düşünürüm, konuşmam
I've no one to talk to anyway
Konuşacak kimsem yok zaten
I can't see the road
Yolu göremiyorum
For the rain in my eyes
Gözlerimdeki yağmurdan
I live above the grocers' store
Markettin üzerinde yaşıyorum
Owned by an Austrian
Avusturyalı birinin
He often calls me down to eat
Beni yemek için aşağı çağırır hep
And he jokes about his broken English
Bozuk İngilizcesiyle dalga geçer
Tries to be a friend to me
Benimle arkadaş olmaya çalışıyor
But for all my years of reading conversation
Konuşmaları okuma yıllarımdan dolayı
I stand without a word to say
Söyleyecek sözüm olmadan dururum
I can't see the bridge
Köprüyü göremiyorum
For the rain in my eyes
Gözlerimdeki yağmurdan
And the world is full of life
Dünya yaşam dolu
Full of folk who don't know me
Beni tanımayan insanlarla
And they walk in twos or threes or more
İki üç kişi yürürler
While the lamp that shines above the grocers' store
Market dükkanının üzerindeki lamba yanarken
Investigates my face so rudely
Yüzümü kabaca sorgular
And my essays lying scattered on the floor
Makalelerim yerde dağılmış durur
Fulfill their needs just by being there
Orada olarak ihtiyaçlarını doldururlar
And my hands shake, my head hurts
Ellerim titrer, başım ağrır
My voice sticks inside my throat
Sesim boğazımda düğümlenir
I'm invisible and dumb
Görünmez ve aptalım
And no one will recall me
Kimse beni hatırlamaz bile
And I can't see the water
Suyu göremiyorum
For the tears in my eyes
Gözlerimdeki yaşlardan