It's safe in the city, to love in a doorway
Şehir güvenli, girişinde sevişmek için
To wrangle some screens from the door
Kapıdan bazı bölmelerle kavga etmek için
And isn't it me, putting pain in a stranger?
Ve ben değil miyim, bir yabancıya acı çektiren?
Like a portrait in flesh, who trails on a leash
Deri portresi gibi, tasmayla sürüklenen
Will you see that I'm scared and I'm lonely?
Korkuyor ve yalnız olduğumu göremiyor musun?
So I'll break up my room, and yawn and I
Odamdan çıkıp esneyip
Run to the centre of things
Bir şeyler merkezine koşacağım
Where the knowing one says
Bilen bir şeyler söylerken
Boys, boys, its a sweet thing
Erkekler, erkekler, bu tatlı bir şey
Boys, boys, its a sweet thing, sweet thing
Erkekler, erkekler, bu tatlı bir şey
If you want it, boys, get it here, thing
İstiyorsanız, erkekler, getirin buraya, onu
'Cause hope, boys, is a cheap thing, cheap
thing
Çünkü umut, erkekler, ucuz bir şeydir, ucuz
I'm glad that you're older than me
Benden büyük olmana sevindim
Makes me feel important and free
Önemli ve özgür gibi hissettiriyor
Does that make you smile, isn't that me?
Bu seni gülümsetmiyor mu, ben değil miyim?
I'm in your way, and I'll steal every moment
Senin yolundayım, ve her anı çalarım
If his trade is a curse, then I'll bless you
Sanatı bir lanetse, o zaman seni kutsarım
And turn to the crossroads, and hamburgers, and...
Ve kavşaklara, hamburgerlere vesaire dönerim