It's cold and dark
(Soğuk ve karanlık)
I think I'm going insane
(Sanırım çıldırıyorum)
The end is coming it's true
(Sonun geldiği doğru)
I'm all alone
(Yapayalnızım)
And I am screaming your name
(ve ben ismini haykırıyorum)
It seems that's all I can do
(bütün yapabileceğim buymuş gibi görünüyor)
But it's too late to turn back now
(Ama geri dönmek için artık çok geç)
It's too loud to hear a sound
(Bir ses duymak için çok gürültülü)
I'm so lost I can't be found
(Bulunamayacak kadar kayboldum)
It's too late to turn back now
(Geri dönmek için artık çok geç)
It's hard to focus when your life is a blur
(Hayatın bulanıkken odaklanmak zor)
It's hard to see the truth
(Gerçekleri görmek zor)
How can I move on when there's so much to learn (So much to learn)
(Öğrenecek çok şey varken nasıl devam edebilirim)
And every road comes back to you
(ve her yol sana çıkarken)
But it's too late to turn back now (It's too late to turn back now)
(Ama geri dönmek için artık çok geç)
It's too loud to hear a sound (It's too loud to hear a sound)
(Bir ses duymak için çok gürültülü)
I'm so lost I can't be found (Can't be found)
(Bulunamayacak kadar kayboldum)
It's too late to turn back now
(Geri dönmek için artık çok geç)
But it's too late to turn back now (It's too late to turn back now)
(Ama geri dönmek için artık çok geç)
It's too loud to hear a sound (It's too loud to hear a sound)
(Bir ses duymak için çok gürültülü)
I'm so lost I can't be found (Can't be found)
(Bulunamayacak kadar kayboldum)
It's too late to turn back now
(Geri dönmek için artık çok geç)
Now
(Artık)
I'm so lost I can't be found (Can't be found)
(Bulunamayacak kadar kayboldum)
It's too late to turn back now
(Geri dönmek için artık çok geç)