It was 100 degrees as we sat beneath a willow tree
-Hava 100 dereceydi biz altında otururken söğüt ağacının
Whose tears didn't care, they just hung in the air
- Gözyaşlarını umursamayan, sadece havada asılı kalmışlardı
And refused to fall, to fall
-Ve yere düşmeyi kabul etmiyorlardı
I knew I'd made a horrible call
-Biliyorum korkunç bir şekilde seslendim
And now the state line felt like the Berlin wall
-Şimdi aramızdaki sınır sanki Berlin Duvarı gibiydi
And there was no doubt about which side I was on
-Ve benim hangi tarafta olduğum hakkında hiç şüphe yoktu
Because I built you a home in my heart
-Çünkü sana kalbimde bir yuva inşa ettim
With rotten wood that decayed from the start
-En baştan çürümeye başlayan çürük tahtalarla
Because you can't find nothing at all
-Çünkü hiçbir şey bulamazsın
If there was nothing there all along
-Öteden beri orada hiçbirşey yoksa
No, you can't find nothing at all
-Hayır, hiçbir şey bulamazsın
If there was nothing there all along
-Öteden beri orada hiçbirşey yoksa
I braved treacherous streets
-Göğüs gerdim, hain sokaklara
And kids strung out on homemade speed
-Ve evyapımıyla uçmuş sürat yapan çocuklara
And we shared a bed in which I could not sleep
-Ve biz bir yatak paylaştık benim içinde uyuyamadığım
At all, woo hoo, woo hoo oo oo hoo
-Hiç bir şekilde, woo hoo, woo hoo oo oo hoo
At night, the sun in retreat
-Gece, güneşin geri çekilmesi
Made the skyline look like crooked teeth
-Ufuk çizgisini eğri büğrü dişlere benzetiyordu
In the mouth of a man who was devouring us both
-İkimizi de yiyip bitiren bir adamın ağzındaki
You're so cute when you're slurring your speech
-Konuşmanı ağzında gevelediğinde çok tatlı oluyorsun
But they're closing the bar and they want us to leave
-Ama barı kapatıyolar ve bizden gitmemizi istiyorlar
Because you can't find nothing at all
-Çünkü hiçbir şey bulamazsın
If there was nothing there all along
-Öteden beri orada hiçbirşey yoksa
No, you can't find nothing at all
-Hayır, hiçbir şey bulamazsın
If there was nothing there all along
-Öteden beri orada hiçbirşey yoksa
I'm a war of head versus heart
-Ben kafanın kalbe karşı olan bir savaşıyım
And it's always this way
-Ve hep böyleydim
My head is weak, my heart always speaks
-Kafam güçsüz, kalbim sürekli konuşuyor
Before I know what it will say
-Onun ne söyleyeceğini öğrenmemden önce
Because you can't find nothing at all
-Çünkü hiçbir şey bulamazsın
If there was nothing there all along
-Öteden beri orada hiçbirşey yoksa
No, you can't find nothing at all
-Hayır, hiçbir şey bulamazsın
If there was nothing there all along
-Öteden beri orada hiçbirşey yoksa
There were churches, theme parks and malls
-Orada kiliseler, temalı eğlence parkları ve alışveriş merkezleri var
There was nothing there all along
-Öteden beri orada hiçbir şey yoktu